| Eğlenceye gel
|
|
| DİL VE ANLATIM SAYFA 160 - 207 ARASI CEVAPLAR | |
| | Yazar | Mesaj |
---|
SEMA ADMİN
Mesaj Sayısı : 287 Kayıt tarihi : 05/09/09 Yaş : 32 Nerden : Kocaeli
Kişi sayfası BAŞARI: 200
| Konu: DİL VE ANLATIM SAYFA 160 - 207 ARASI CEVAPLAR Salı Ekim 13, 2009 6:46 pm | |
| Hazırlık çalışmaları S.160
1.Sorunların çözümünde başkalarının fikirlerini almak herzaman iyidir. Çünkü bizim düşünmediğimiz yada aklımıza gelmeyen birşeyi başkası akıl edebilir yada düşünebilir..
2.Tartışmada düşünceleri açıklarken, sakin olmak gerekir en başta.Karşı tarafın tepkisi ne olursa olsun mümkün olduğunca alttan almalı ve iyi niyetli olmalıyız. Ve tartışma yaparkende örnek,kaynaklar ve kendimizi iyi ifade etmeliyiz...
3.Agust Bloni'ye ait bu sözde aslında tartışma yokken, iki insanın bir konuda zıt görüşlü olması ve bu yüzden bu görüş sayesinde tartışmanın ortaya çıkmasını anlatıyor..
1.Metin cevapları
1.Bu metinin yazılış amacı, Geçmiş dönemlerde Türk Tiyatrosunun batıyı taklit ederek başarısız olduğunu ve sonraki yıllarda kendimize has bir tarz oluşturarak batı etkisinden uzaklaştığımızı ve daha başarılı olduğumuzu anlatıyor..
2.Soruyla başlamıştır. Ve örneklendirmeler yaparak konuya devam etmiştir..
3.Gözlemci bakış açısıyla yazılmıştır ve karşılaştırmalar yapılmıştır örnek verilerek.. 4.Katkısı olmuştur, konuyu açıklaması hakim olması ve örnekler vermesi bunu gösterir. 5.Göndergesel işlevde kullanılmıştır. Ayrıca örneklendirmeler,yazar isimleri ve kaynaklar gösterilmiştir..
2.Etkinlik
1.* Bu soru yüzyıldır tartışılıyor (zaman zarf) * En az bir doksan yıl için çizilş oldu (zaman zarfı) * Çoğu zaman (zaman zarfı)
2.Farklıdır çünkü örnek vericek olursak ;
'' Okula gittim '' cümlesi sadece birşeyi belirtir durumu belirtir. Ama ; '' Bugün okula gittim '' cümlesinde daha ayrıntılı bir zaman işareti vardır yani burada zaman daha belirgindir..
S.162 / 2.metin
1.Yine soruyla başlamıştır.. 2.Burada yazar kişisel bilgileri eklemiştir. Örnek cümleler : -Bence ve diye söz aldı A.
3.Etkinlik (tabloyu yapmadık , hoca işaret koymayın hiçbirine dedi, fazlada durmadık üzerinde)
* Bundan hareketle tartışmacı anlatımda kelime ve cümlelerin özelliklerini belirleyin.. - Tartışan kişi konu hakkında belli bir bilgiye sahip olması gerekir, kendini ifade ederken gereksiz söz tekrarından ve karmaşık kelimelere yer vermemesi gerekir.Kendi düşüncelerini kısa,kesin ve uygun bir üslupla kullanması gerekir..
S.163 Anlama ve yorumlama / 7.Etkinlik
*Dil göndergesel işlevde kullanılır. *Tartışılan konunun tartışılabilir nitelikte olması *Açık ve kesin ifadelerin olması *Bir konu hakkında söz söyleyenlerin yani tartışanların o alanda uzman veya bilgili olması gerekir *Ve 2 zıt düşüncenin konusu ele alınır..
29.etkinlik ad aktarması yapılış şekli dönüyor pullu cepken burda dönen pullu cepken ve allı şalvar dönüyor allı şalvar. değil dönen insandan bahsediyor. tencere yarım saattir kaynıyor. kaynayan tencere değil içindeki yemektir. Cahit Sıtkı'yı tavsiye ederim. burda cahit sıtkının eserlerini tavsiye ediyor. motorlu,iskeleye yanaştı. burda motorlu bir taşıtın iskeleye yanaşmasından bahsediyor. uçağımız birazdan Erzurum'a inecek. uçak erzuruma değil havalimanına iner. 30.etkinlik -dize ve cümlelerde bulunan niteleme sıfatları ipek fabrikası,ağırlaşan hava,mini mini çoçuklar,tahta beşik upuzun,kesik saç kapkara gülümseyen bulut,kıpkırmızı bir virgül ışıl ışıl gözler,taze taze simitler,masmavi gözlü çoçuk -sıfatlarda pekiştirme; iki yolla yapılır. 1.ikilemelerle yapılan pekiştirmeler iri iri gözler,koca koca ağaçlar gibi.. 2.''m,p,r,s'' ünsüzleriyle yapılan pekiştirmeler yemyeşil vadi,ipince defter gibi.. -pekiştirme sıfatlarının işlevleri pekiştirme sıfatları sözcüklerin anlamını güçlendirmek için kullanılır. pekiştirilmiş sıfatlar diğer sıfatların özelliklerine sahiptir. 31.etkinlik -niteleme sıfatları, korkunç dalga,boğuşan gemici,biricik liman soluk bir dilim ay,buz tutmuş iri çam ıslak hava,geniş bir sıkıntı -niteleme sıfatlarından küçültme anlamlı olanlar, kısacık,biricik,ekşimsi,yeşili mtrak -küçültme anlamı katan ekler, cik,ce,msi,mtrak 32.etkinlik EŞİTLİK ÜSTÜNLÜK EN ÜSTÜNLÜK AŞIRILIK Ceviz kadar Senin kadar Daha yeşil Daha büyük En büyük En zararlı Çok çalışkan Pek güzel Pek nezih 33.etkinlik 1.cümle her insan:belgisiz sıfat herkez:belgisiz zamir 2.cümle hangi:soru sıfatı hangileri:soru zamiri 3.cümle bu:işaret sıfatı buraya:işaret zamiri 4.cümle o:işaret sıfatı orası:işaret zamiri 5.cümle yaşlı:sıfat yaşlılara:zamir 6.cümle güzel:niteleme sıfatı güzel:niteleme sıfatı ölçme değerlendirme -açıklayıcı ve sanatsal betimleme -tahlil -fiziksel betimleme -D -D test cevapları-a,d,a,c,c,b,c,e,e,b,b,c,d,a 17.burun sözcüğünde insandan doğaya deyim aktarması yaplmıştır.organ adı olan burun sözcüğü coğrafi bir terim olarak kullanılmış ve insandan doğaya aktarım yaplmıştır. 18.ad aktarması uzun kol sözcüğyle yaplmştr.uzun kolla kastedilen uzun kollu giysidir.cümlede parça bütün ilişkisine dayalı ad aktarması vardır. 19.betimlemeler yapılırken tasvir edilen varlığın özellikleri ayrıntılarıyla verilmk istenir.varlıkların niteliklerini tanıtan onları belirten sözcük türleride sıfatlardır.bu yüzden betimleme yapılırken sıfatlardan yararlanılır. sayfa 111 2. etkinlik *şiirde geçen ''o,ne,sen,ben''sözcükleri ismlerin yerini kişi,soru ve işaret yoluyla tutarak zamir görevinde kullanılmıştır.bu zamirler isimlerin yeri tutarak ve kendilerinden önceki cümlelerle anlam ilişkileri kurulmasını sağlamak amacıyla metinde görev almıştır. sayfa 111 3. etkinlik vadiyi sarmıştı.__kaplamak serilmiş gövdeler__insan bir damlacık göğsünde__çok küçük zalamın sinesinden fışkıran__çıkmak(ses) hiç bilmez afakım__hayat sayfa 111 4. etkinlik *verilen şiirde geçen ilk çağ ırmakları,sedef eller,çağlar,katı bir yalnızlık,yabancı,gök,ölü sözcük ve sözcük grupları kendi anlamlarının dışında farklı anlamlara gelecek şekilde ,çağrışım yapacak şekilde kullanılmıştır. sayfa 111 5. etkinlik *''bülbül''ve ''yok gibi yaşamak''şiirleri lirik bir anlatım kullanılarak oluşturulmuş ve şiirlerde bir mutsuzluk teması işlenmiştir.''bülbül''şiirleri nde izmir'in işgali üzerine duyulan mutsuzluk ''yok gibi yaşamak''şiirlerinde de yalnızlıktan kaynaklanan bir mutsuzluk dile getirilmeye çalışılmıştır. sayfa 111 6. etkinlik *şiirde geçen ''ben ,sen,kendim''zamirleri kişi isimlerinin ;''bu,her şey,bunlar ''zamirleride varlık isimlerinin yerini tutması için kullanışmıştır. sayfa 111 7. etkinlik -*''kaç defa elime bir sopa alıp bunları önüme katarak kendi ormanlarına doğru sürmek arzusunu duydum. *onun için değilmidir ki ben araların da dolaşıken kaba kaba sırıtırlardı ve sağ tarafımda bir boş torba gibi sallanan yenimle oynamaya kalkışırlardı. *zira sağ kolumu,ben onlar için kaybettim. ----metinde kullanılan zamirler,isimlerin yerini tutarak cümleler arasındaki anlam ilişkisinin kurulmasını sağlamıştır. sayfa 112 8. etkinlik ŞAHIS ZAMİRİ İŞARET ZAMİRİ BELGİSİZ ZAMİR SORU ZAMİRİ
TEKLİK Sen,ben,o,kendi kendim Bu,şu,o,burda Bütün kimse Hiç kimse Ne?
ÇOKLUK onlar bunlar ------------------- Neler? -isimlerin yerini kişi,işaret,belgisizlik ve soru yoluyla tutan zamirler bu ayrıma göre sınıflandırılır. -zamirler metin içindeki isimlerin yerini tutarak ,cümleler arasında anlam ilgisi kurulmasında görev alır. 4 ve 5.metin soruları *sen ben o şiiri üç şahıs arasındaki bağlamda verilmiş ve metni oluşturan parçalar bu üç şahıs arasındaki ilşikileri verecek şekilde biraraya getirilmiştir. *dünyanın bütün çiçekleri şiiri öğretmen -öğrenci bağlamında verilmiş ve şiiri oluşturan parçalar öğretmen-öğrenci arasındaki bu sevgi bağını verecek şekilde birarya getirilmiştir. sayfa 113. 9.etkinlik *''sen.ben.o ''şiirindeki şahıs zamirleri:ben,sen,o__tekil *dünyanın bütün çiçekleri şiirindeki şahıs zamirleri: ben:tekil siz,onlar:çoğul ----*kişi zamirleri ,kişi isimlerinin yerine kullanılan zamirlerdir.dolayısıyla bir isme bağlı olmadan bütün kişileri karşılayabilirler.kapsamları isimlerden çok daha geniştir.gerektiğinde bütün isimleri ifade ederler. sayfa 114 10.etkinlik *şiirdeki şahıs zamirler:''ben,bizve kendim''dir. *kendim dönüşlülük zamiri ,ben zamirini pekiştiren zamirdir. *kendi dönüşlülük zamirinin şahıs zamiriyle birlikte kullanılması anlamının pekiştirilmesini sağlar. *yaşlı adam kendi kendine gülüyordu. bunu sen kendin istedin. *saygı anlamında ''sen''yerine ''siz''zamiri kullanılabilir. ''siz önden buyurun'' övünme amacıyla ''ben'' yerine''biz''zamiri kullanılabilir. bizmde bir bildiğimiz var. sayfa 112;;7.etkınlık;1.sı metınde kullanılan zamırler ısımlerın yerını tutarak cumleler arasında anlam ılıskısının kurulmasını saglamıstır.. 8.etkınlık; teklık bolumu ;sahıs zamırlerı; sen ben o kendı kendım ısaret zamırı; bu su o ora belgısız zamırler; butun kıse hıckımse herkes soru zamırı;ne cokluk bolumu;sahıs zamırı;onlar işaret zamırı;bunlar belgısız zamırler;yok soru zamırı;neler 8.etkınlıgın 2.sorusu ısımlerın yerını kısı kısı ısaret ve belgısısızlık ve soru yoluyla tutan zamırler bu ayrıma gore sınıflandırılır... 3.sorusu, zamırler metnın içindekı ısımlerın yerını tutarak cumleler arasında anlam bılgısı kurulmasında gorev alır.. sayfa 113 1.soru sen ben o sıırı uc sahıs arasındaki bağlamda verılmıs ve metni olusturan parcalar bu uc sahıs arasındakı ılıskılerı verecek sekılde bır araya getırılmıstır. 9.etkınlık;1.sı; kısı zamirleri kısı isimlerinin yerine kullanılan zamirlerdir.dolayısıyla bir isme olmadan bütün kıslerı karsılayabılırler sayfa 113 4 ve 5.metin soruları *sen ben o şiiri üç şahıs arasındaki bağlamda verilmiş ve metni oluşturan parçalar bu üç şahıs arasındaki ilişkileri verecek şekilde bir araya getirilmiştir. *dünyanın bütün çiçekleri şiiri öğretmen -öğrenci bağlamında verilmiş ve şiiri oluşturan parçalar öğretmen-öğrenci arasındaki bu sevgi bağını verecek şekilde bir araya getirilmiştir. sayfa 113. 9.etkinlik *''sen.ben.o ''şiirindeki şahıs zamirleri:ben,sen,o__tekil *dünyanın bütün çiçekleri şiirindeki şahıs zamirleri: ben:tekil siz,onlar:çoğul ----*kişi zamirleri ,kişi isimlerinin yerine kullanılan zamirlerdir.dolayısıyla bir isme bağlı olmadan bütün kişileri karşılayabilirler.kapsamları isimlerden çok daha geniştir.gerektiğinde bütün isimleri ifade ederler. sayfa 114 10.etkinlik *şiirdeki şahıs zamirler:''ben,bizve kendim''dir. *kendim dönüşlülük zamiri ,ben zamirini pekiştiren zamirdir. *kendi dönüşlülük zamirinin şahıs zamiriyle birlikte kullanılması anlamının pekiştirilmesini sağlar. *yaşlı adam kendi kendine gülüyordu. bunu sen kendin istedin. *saygı anlamında ''sen''yerine ''siz''zamiri kullanılabilir. ''siz önden buyurun'' övünme amacıyla ''ben'' yerine''biz''zamiri kullanılabilir. bizimde bir bildiğimiz var. Sayfa 115 7.ve 8.metnin soruları 1.beni unutma şiirindeki şair''sevdiği''kişiye, ''bizim memleket''şiirinde ise şair ''memleketinin insanlarına''seslenmektedir. 2.bu şiirlerin yazılış amacı duyguları harekete geçirmektir. 3.'bizim memleket''şiirinde vatan sevgisi iyimser bir şekilde , bülbül şiirinde ise karamsar bir şekilde ele alınmıştır.
sayfa 115 11.etkinlik *şairler içinde bulundukları ruh hallerine göre aynı duyguyu farklı yorumlarla dile getirebilirler sayfa 115 12.etkinlik *beni unutma ve bizim memleket şiirlerindeki varlıkların yerini işaret yoluyla tutan veya varlıkları işaret yoluyla belirten sözcükler: o saatler -işaret sıfatı (varlığı işaret yolula belirtiyor.) o çılgın rüzgar-işaret sıfatı (varlığı işaret yolula belirtiyor.) şu yollar-işaret sıfatı (varlığı işaret yolula belirtiyor.) o iller-işaret sıfatı (varlığı işaret yolula belirtiyor.) orada -işaret zamiri (varlığın yerini işaret yolula tutuyor.) sayfa 115 13.etkinlik -metinde geçen işaret zamirleri ve işaret sıfatları: işaret sıfatları bu tükenmez musiki bu orman o alev gömleği bu yağmur bu kıldan ince yağmur bu rüzgar bu has ekmek işaret zamiri orada bunlar göz pınarları bunlar göz yaylası bu mu sayfa 116 14.etkinlik *bu işaret zamiri:bu,diğerinden daha güzel. işaret sıfatı:bu kitap daha güzel. *şu işaret zamiri:şu,benim arkadaşım. işaret sıfatı:şu adam az önce seni sordu. *o işaret zamiri,bizim arabamız. işaret sıfatı araba bizim. *böyle işaret zamiri:ben de böylesine görmedim. işaret sıfatı:böyle insanlarla karşılaşınca dikkatli ol. sayfa 116 15.etkinlik *bu düşünceler içerisinde gecenin karanlık saatlerinde yalnız başıma yürüyordum.böyle birşey nasıl olabilirdi?bütün bu olanlar hayata olan bağlılığımı azaltmıştı.böyle şeyler demek ki herkesin başına bu şekilde gelebiliyormuş. sayfa 116 16.etkinlik *''onlarla ağlamış ,onlarla gülmüşüm__onlar(türküler)insan dışı varlığın yerini tutmuştur. *o gitmek istedi.__o(çocuk)insanın yerini tutmuştur. *bir şey var sanki onu soruyorum.__o (nesne)insan dışı varlığın yerini tutmuştur. sayfa 117 9.metin soruları 1.yazar içindeki duyguları belirtmek için metni yazmıştır. 2.yazar metinde kişisel duygularını dile getirmiştir. 3.metnin teması ''sevgi''dir.metindeki sevgi temasını işlemek için cümleler bir araya getirilmiştir. 4.metinde geçen ''kimsiniz,neye''sözcükler ismin yerini soru yoluyla tutan sözcüklerdir. sayfa 117 17.etkinlik *şiirlerde ,öykü,roman ve tiyatro eserlerindeki içe dönük konuşmalarda coşku ve heyecana bağlı anlatım kullanılır. *lirik anlatımla oluşturulmuş metinlerde dil heyecana bağlı işlevinde kullanılır. ''nihayet gönlüme baharı getiren sesiniz. ''benim ezeli melikem''gibi
sayfa 118 18.etkinlik DEVRİK CÜMLELER Yeniden kendimi buldum mektubunuzda EKSİLTİLİ CÜMLELER Şubatın ilk günleri Ankara SORU CÜMLELERİ Sensiz sıhhat neye yarar? KISA CÜMLELER Fırtınalar diniyor MECAZ VE YAN ANLAMLI KELİMELER Kopuş,ufuk ŞAHIS ZAMİRLERİ Kendisi,biz,sizi,sizde… sayfa 125 inceleme 1.Çanakkale destanı metni de Çanakkale savaşı ve savaşa katılanlar ,savaşın önemi ve büyüklüğü vurgulanacak şekilde destansı bir anlatımla ele alınmıştır. 2.şair şiirinde Çanakkale savaşına ve savaşa katılan kişilerin özelliklerine (ırkları,renkleri)değinmiş,sav aşta yaşanılan olaylara olağan üstünlükler katarak destansı bir anlatımla konuyu işlemiştir. 3.verilen şiirde Çanakkale savaşı destansı bir anlatımla ele alınmış ,adeta savaş sahnesi ,savaşın büyüklüğü ve dehşeti gözler önünde canlandırılmaya çalışılmıştır. sayfa 125 5.etkinlik *şiirde iş,oluş,hareket bildiren kelimelere örnekler; ''yükleniyor-diksem-sarılmış-gelmiş-veriyor-saçıyor-yırtılmasa-kustu-edecek-ettin-dedirir''gibi.. görülen geçmiş zaman:kuştu,döktü,dedi,çiğnetm edi,ettin,parçaladın öğrenilen geçmiş zaman:sarılmış,uzanmış,gelmiş, durmuş şimdiki zaman:kaynıyor,duruyor,bakıyor sun,parçalıyor,kaldırıyor, yükleniyor gelecek zaman:edecek,taşacaksın,çiğnet meyecek geniş zaman:eder,bilmem,ister,boşanı r,siner,dedirir dilek kipleri istek kipi:gömelim şart kipi olmasa,duysam,diksem,uzatsam,ç atsam,bekletsem ,etse m,sarsam,öpse,baksan gereklilik kipi:yok emir kipi:seyret,gel,kazsın,isteme, çiğnetme sayfa 125 6.etkinlik metindeki fiiler verdi:görülen geçmiş zaman,3.tekil kişi ilettiler:görülen geçmiş zaman,3.çoğul kişi çöktü:görülen geçmiş zaman,3.tekil kişi yat:emir kipi,2.tekil kişi duydu:görülen geçmiş zaman,3.tekil kişi geliyordu:şimdiki zamanın hikayesi,3.tekil kişi oyalanmasın:emir kipi,3.tekil kişi gösterelim:istek kipi,1.çoğul kişi çıkarmayalım:istek kipi,1.çoğul kişi *bir cümledeki yargının ,,cümleyi söyleyenin niyeti açısından kazandığı özelliğe göre kip ve kişi ekleri önem kazanır. *okunan destansı anlatımla oluşturulmuş metinlerde daha çok haber kipleri kullanılmıştır. sayfa 126 7.etkinlik anlamlarına göre fiiller kılış fiileri(nesne alabilen fiil) aldı-buyur etti-derim-alır-dersiniz-bas-düşürdün-ver-çevrildi-kurarlar durum fiileri(nesne almayan fiil) oturmadı-baktılar-başladı-dedi-döndü-saldıracaklar-konuştu oluş fiileri(öznedeki değişimin zamanla fark edildiği fiil) unut-ol-ittifak eyle sayfa 127 2 ve 3.metin 1.''kanije kalesinin fethi ''metnindeki kanije kalesinin fethi konusu gerçekçi bir diile ele alınmıştır.''genç osman''metninde de bağdat'ın fethine katılan genç osman adlı bir asker konu edinilmiştir. 2.''kanije kalesinin fethi''metni tarihi bilgilere dayanılarak gerçekçi bir dille işlendiği için gerçekçi bir özellik kazanmıştır.''genç osman ''metni ise tarihi bir olayı destansı bir anlatımla ele aldığı için daha etkileyicidir. 3.''kanije kalesinin fethi''metni tarihi bir olay hakkında bilgi vermek için yazılmıştır.bu yüzden sade,gerçekçi bir anlatımı vardır.''genç osman ''metninde de tarihi bir olay anlatılmış fakat bu anlatıma yiğitçe,destansı bir anlatım katıldığı için anlatım daha etkileyici olmuştur. sayfa 127 8.etkinlik isim -fiiler (-ma,-iş-mak) olmak,çıkmak,kurmayı sıfat fiilller( acak,-an-ası-dık-maz-miş) geçtiği,işlediği,olduğu,bulund uğu,planlayan,buluna n,dediğin,gittiği zarf fiiler (ıp-ince-arak-ken-madan-dıkça-maksızın-r-maz vb çıkıp,üzereyken,geçirerek,deyi p,gönderip,vazgeçip, sevk edip,ulaşmadan sayfa 127 9.etkinlik keskin kökleri:kes-kin fiilimsi eklerini almış mıdır?:yok olumsuzluk şekilleri varmıdır?:yok fiilimsimidir?:fiilimsi değildir. fiilimsi ise türü nedir?:yok uyku kökleri:uyu-ku fiilimsi eklerini almış mıdır?:yok olumsuzluk şekilleri varmıdır?yok fiilimsi midir:fiilimsi değildir fiilimsi ise türü nedir?:yok bilmeyerek kökleri:bil-me fiilimsi eklerini almış mıdır?:-erek olumsuzluk şekilleri varmıdır?:bilme-yerek fiilimsi midir:filimsidir fiilimsi ise türü nedir?:zarf-fiil patlamaya kökleri atla-t fiilimsi eklerini almış mıdır?:-ma olumsuzluk şekilleri varmıdır? atlat-ma-maya fiilimsi midir:fiilimsidir fiilimsi ise türü nedir?:isim-fiil sayfa 128 10.etkinlik *''Çanakkale destanı '' metninde kaynıyor kum gibi ,tufan gibi mahşer mahşer,öteden saikalar parçalıyor afakı,beriden zelzeleler kaldırıyor a'makı,ölüm indirmede gökler ölü püskürmede yer ,o ne müthiş tipidir:savrulur enkaz-ı beşer ....'gibi ifadelerlerle savaş sahnesi ve savaşta Türk askerlerinin yaptıkları ,olağanüstü özellikler katılarak anlatılmaya çalışılmıştır. ''oğuz kağan destanında ise oğuz kağan'ın özellikleri ve yaptıkları olağanüstü özellikler (bu oğul anasının göğsünden ilk sütü içip bundan sonra içmedi.çiğ et,çorba ve şarap istedi.dile gelmeye başladı. kırk gün sonra büyüdü....vb)katılarak anlatılmıştır. *bu anlatılan olağanüstü olaylar ve kişiler anlatımın da olağanüstü bir özellik kazanmasını sağlamıştır. sayfa 128 11.etkinlik *destansı anlatımlar,destanlarda yer alan olağanüstü olayların ,yiğitçe ve meydan okuyan ,kahramanlıkları anlatan havasını yansıtır.destansı anlatımlarda ,tarihte yaşanmış önemli olaylar ve kahramanlıklar destan havası içinde anlatılır. sayfa 128 12.etkinlik DESTANSI ANLATIMLA OLUŞMUŞ METİNLERİN ORTAK ÖZELLİKLERİ ---tarihi konular ve kahramanlıklar işlenir. ---olağanüstü olaylar ve kişiler anlatılır. ---yapıp ,etmeler yani fiiller ön plandadır.sürekli hareket vardır. ---etkileyici bir özellik taşır. ---destan türünün yiğitçe havası vardır. Sayfa 129 tablo yüklem olan isimler:karaydı----kara idi alımlıydı---alımlı idi kişiydi---kişi idi vardı---var idi birleşik zamanlı fiiller:binerdi---biner idi avlardı--avlar idi azmişdi-ezmiş idi uğraşıyorduk---uğraşıyor idik denetliyorduk---denetliyor idik *tablodan hareketle ek fiillerin hangi işlevde kullanıldıgını belirtiniz ek fiiller iki görevde kullanılır birincisi isimlere gelerek onları yüklem yapmak ikincisi de basit zamanlı fiillere gelerek onları bileşik zamanlı fiil yapmaktır Sayfa 131 - 17. Etkinlik 1)Roman 2)Hikâye 3)Tiyatro 4)Destan 5)Şiir Sayfa 130 - 14.Etkinlik ek fiil : bayılmıştı eklendiği kelimenin türü : fiil isimlendirme : öğrenilen geçmiş zaman hikayesi ek fiil: seneder eklendiği kelimenin türü : isim isimlendirme : ek fiilin geniş zamanı ek fiil : olursam eklendiği kelimenin türü : fiil isimlendirme : geniş zaman şartı sayfa 132 1)boşluklar 1.-an,-ası,-mez,-ar,-dik,-ecek,-miş 2.-ma,-y,-ış,-mak 3.-maksızın,-meksizin,-ınca,-ince,-alı,-eli 2)doğru_yanlış 1._2.d3.d3)b4)e5)d6)b7)b 8)DESTANSI(EPİK)ANLATIM Özellikleri: 1.Olağanüstü olaylar ve kişiler anlatılır. 2.Destan türünün yiğitçe havası vardır. 3.Yapıp etmeler yani fiiller ön plandadır. 4.Tarihi konular ve kahramanlıklar işlenir. 5.Etkileyici bir özellik taşır. 6.Sürekli hareket vardır. 7.Kelimeler mecaz ve yan anlamlarda kullanılabilirler. 8 Şiir, destan roman, hikâye, tiyatro, destansı anlatımın kullanıldığı türlerdir. 9.Anlatımda abartıya yer verilebilir. 10.Sanatlı bir dil kullanılır. 9)ek fiilin görevleri;basit zamanlı fiillere gelerek bileşik zamanlı fiiller yapar, ad ve adsoylu sözcüklere gelerek onları yüklemleştirir. sayfa 133 1.toplum düzeni belli kurallarla sağlanmıştır.insanlar toplum içerisinde kanunlarla belirlenmiş kurallara ,örf ve adetlere göre hareket eder. 2.alıcıyı belli bir alana kanalize etmek ,yönlendirmek ve telkin etmek amacıyla emredici ifadeler kullanılır. 3.''dur,sus,kalk''gibi emredici ifadeler söylenen eylemleri gerçekleştirmeye zorlayan ifadeleridir. 4.trafik levhaları ,trafikte uyulması gereken kuralları bildirir. 1.ETKİNLİK Kanunun hükmü ve amirin emri Madde 24 - (1) Kanunun hükmünü yerine getiren kimseye ceza verilmez. (2) Yetkili bir merciden verilip, yerine getirilmesi görev gereği zorunlu olan bir emri uygulayan sorumlu olmaz. (3) Konusu suç teşkil eden emir hiçbir surette yerine getirilemez. Aksi takdirde yerine getiren ile emri veren sorumlu olur. (4) Emrin, hukuka uygunluğunun denetlenmesinin kanun tarafından engellendiği hâllerde, yerine getirilmesinden emri veren sorumlu olur. Meşru savunma ve zorunluluk hâli Madde 25 - (1) Gerek kendisine ve gerek başkasına ait bir hakka yönelmiş, gerçekleşen, gerçekleşmesi veya tekrarı muhakkak olan haksız bir saldırıyı o anda hâl ve koşullara göre saldırı ile orantılı biçimde defetmek zorunluluğu ile işlenen fiillerden dolayı faile ceza verilmez. (2) Gerek kendisine gerek başkasına ait bir hakka yönelik olup, bilerek neden olmadığı ve başka suretle korunmak olanağı bulunmayan ağır ve muhakkak bir tehlikeden kurtulmak veya başkasını kurtarmak zorunluluğu ile ve tehlikenin ağırlığı ile konu ve kullanılan vasıta arasında orantı bulunmak koşulu ile işlenen fiillerden dolayı faile ceza verilmez. SAYFA 134 1.’’şeyh edebali’nin vasiyeti’’nde şeyh Edebali, osman gaziye neleri yapıp neleri yapmaması gerektiğinin öğüt niteliğinde söylediği için emredici anlatım kullanılmıştır. 2.metinde dil ‘’alıcıyı harekete geçirme işlevi’’nde kullanılmıştır. sabretmesini bil,üç kişiye acı,açık sözlü ol’’gibi ifadeler buna örnektir. 3.gönderici ......... ileti....... kanal ....... alıcı (şeyh edebali ) ( öğütleri) ( söz ) (osman gazi) Bağlam (vasiyet) *metindeki, ileti değeri taşıyan cümleler : -artık beysin -uysallık ,gönül almak ,katlanmak ,hoş görmek ,adalet,bağışlamak sana... -sabretmesini bil. -şunu da unutma:insanı yaşat ki devlet yaşasın. -***** ,atanı say! -açık sözlü ol!her sözü üstüne alma! -gördüğünü görme! bildiğini bilme! -sevildiğin yere sık gidip gelme! -cahil arasında alime ,zenginken fakir düşene ve hatırlı iken itibarını kaybedene acı . -yüksekte yer tutanların ,aşağıdakiler kadar emniyette olmadığını unutma. -haklıysan mücadeleden korkma! 2.ETKİNLİK *yukarıda verilen emir,öneri ve telkin mahiyetindeki ifadelerin metinde kullanılması metnin emredici bir anlatım özelliği kazanmasını sağlamıştır. SAYFA 135 1.emredici anlatımların öğretici ve açıklayıcı yönleri de vardır.verilen metinlerin de öğretici ve açıklayıcı yönleri vardır. 2.metinlerdeki ifadeler geniş zaman bildirecek şekilde verilmiştir.bu ifadeler kanun ve kuralların her zaman geçerli olacağı anlamını vermektedir. sayfa 136 3.etkinlik *şeyh edebalinin vasiyeti:şeyh edebalinin osman gaziye verdiği öğütler bildirilmiştir.osman gazi nezdinde bütün okuyucuların metinde verilen öğütleri bilmesi ve uygulaması için yazılmıştır. 1982 anayasası :türkiye cumhuriyetinin kanunlarını bildirmek amacıyla yazılmıştır. öss kılavuzu:öss'ye giren adayların uymaları gereken kuralları bildirmek amacıyla yazılmıştır. 4.etkinlik *şeyh edebalinin vasiyeti metninde ikinci tekil şahıs zamiri ve ikinci tekil şahıs iyelik ,ikinci tekil şahıs bildirme ekleri sıkça kullanılır.bu eklerin sıkça kullanılması anlatımın emredici bir özellik kazanmasında etkili olmuştur. *''1982 anayasası ''metninde üçüncü tekil şahıs zamiri ve geniş zamanı kipi sıkça kullanılmıştır.bu eklerin sıkça kullanılması anlatıma her zaman geçerli olan bir emredicilik anlamı katmıştır. *öss kılavuzu metnindede ikinci çoğul zamiri ve emir kipi sıkça kullanıldığı için anlatıma emredici bir özellik katmıştır. 5.etkinlik değiştirilemez-----geniş zaman(olumsuz)------telkin teklif edilemez -----geniş zaman(olumsuz)------telkin tanınamaz-----geniş zaman(olumsuz)------telkin olamaz-----geniş zaman(olumsuz)------telkin yapılamaz-----geniş zaman(olumsuz)------telkin devredilemez-----geniş zaman(olumsuz)------telkin dokunulamaz-----geniş zaman(olumsuz)------telkin kullanılamazlar-----geniş zaman(olumsuz)------telkin tabi tutulamaz-----geniş zaman(olumsuz)------telkin başlaya bilirsiniz-----geniş zaman--------telkin unutmayınız-----emir kipi-------emir kullanmayınız-----emir kipi-------emir buruşturmayınız-----emir kipi-------emir koymayınız-----emir kipi-------emir katlamayınız-----emir kipi-------emir taşırmayınız-----emir kipi-------emir bırakınız-----emir kipi-------emir sayılacaktır------gelecek zaman------telkin düşülecek------gelecek zaman------telkin olacaktır------gelecek zaman------telkin *cümlelerin emir,öneri veye telkin anlamı taşıması fiililerin çekimlendiği kiplerle ilgilidir. 6.etkinlik emredici anlatımın özellikleri *emredici anlatımda emir,telkin ve öneri anlamı taşıyan ifadelere yer verilir. *emredici anlatımın uyulması beklenen bir bir üslubu vardır. *cümlelerde fiililer hakimdir. *emredici anlatımın öğretici ve açıklayıcı yönleri vardır. *emredici anlatımda dil alıcıyı harekete geçirme işlevinde kullanılır sayfa 137 7.etkinlik *kafasına koy-.... .....anlamca kaynaşmış birleşik fiil *kaleme al-.........anlamca kaynaşmış birleşik fiil *gözüne gir- ....... anlamca kaynaşmış birleşik fiil *hareket et -...........yardımcı fiille kurulmuş birleşik fiil *mutlu ol-............yardımcı fiille kurulmuş birleşik fiil *memnun ol-.........yardımcı fiille kurulmuş birleşik fiil *hissetmek-........yardımcı fiille kurulmuş birleşik fiil *bileme-......kurallı birleşik fiil *söyleyiver-.....kurallı birleşik fiil *öleyaz-....... kurallı birleşik fiil *verebil-.......kurallı birleşik fiil *yapadur-....kurallı birleşik fiil *koşuver-.......kurallı birleşik fiil *bakakal-.......kurallı birleşik fiil sayfa 138 8.etkinlik *yazabildi----yeterlilik *koşuver-----tezlik *gidedur------süreklilik *düşeyazdı------yaklaşma 10.etkinlik *davranmalıdırlar. bulundurulamaz yapılamaz bulunulamaz verilemez yakalanamaz tutuklanamaz sürgün edilemez suçsuz sayılır suçlu sayılamaz yoksun bırakılamaz olmalıdır özendirmeli geliştirmelidir *metinde geçen bu fiillerle insanların yapması veya yapmaması gerekenler bildirilmiştir.altı çizili olan fiiller edilgen çatılı fiillerdir.yani fiiilin bildirdiği yargıyı yapan belli değildir. sayfa 139 4.metin fiil---------------------------fiil çatısı gerekiyordu(korumam) ------etken yaptım----------------------etken gerdim-----------------------etken yatmıyordum---------------etken yatıyordum----------------etken veriyordu------------------etken 5.metin fiil---------------------------fiil çatısı gerekiyordu(korunması)-------edilgen yapıldı-----------------------edilgen gerildi----------------edilgen yatılmıyordu-------------edilgen yatılıyordu---------------edilgen veriliyordu----------------edilgen *fiilin bildirdiği iş,oluş veya hareketi yapan kişinin belli olduğu durumlarda etken çatılı fiiller ,fiilin bildirdiği iş,oluş veya hareketi yapan kişinin belli olmadığı durumlarda da edilgen çatılı fiiller kullanılır. 13.etkinlik fiiller fiil kim tarafından işten etkilenen 1.dolansın o(yiğitler) fiili yapan kişi 2.görüneyim ben fiili yapan kişi 3.bürüneyim ben fiili yapan kişi 14.etkinlik göründü=yüklem dönüşlü görünüyorlar=yüklem dönüşlü yenir=yüklem edilgen kuşkulanmıştı=yüklem dönüşlü inilir=yüklem etken boşluk doldur ma 1. dönüşlü 2.edilgen 15.etkinlik kapıştılar=karşılıklı atışır=karşılıklı ötüşür=beraber ağlaşalım=beraber paylaşalım=karşılıklı dövüşürüm=karşılıklı görüşelim=karşılıklı kucaklaştılar=karşılıklı ağlaştılar=beraber 16.etkinlik **arkadaşlarla sinemaya gittik. **pazar günü balığa çıkacağız. 17.etkinlik sosyal hayatı düzenleyen kanun ve kurallaremredici anlatımla dile getirilerek bu kanun ve kurallara uyulması gerektiğidüşüncesi telkin edililr.trafik kuralları bazı eşyaların kullanma klavuzları ilaç prospektüsleri bunlara örnektir 18 etkinlik **haliçte gemiler duradursun ne var. **ateşler yakılsın mum dikilsin mızraklara 19.etkinlik fiillerdeki dır vr t ekleri fiillerin çatısını geçişsizken geçişli hale getirmişti anlam olarak da fiilin bildirdiği işi özne kendi yaparken fiil dır ve t eklerini aldıktan sonra işi başkasına yaptırma anlamı kazanmıştır. 20.etkinlik oldurgan yapan ekler=r,t,dır ettirgen yapan ekler=r,t,dır 21.etkinlik yaz-=ettirgen=öğrencilere şiiri yazdırdım bil-=ettigen=baan haberi bildirdiler çöz-=ettirgen=ayakkabısının bağlarını çözdürdü gör-=ettirgem=kuşu bana gördürdü piş- pişir- biraz yemek pişirdi iç- içir- çocuğa çorbayı içirdi yürü- yürüt- arabayı ben yürüttüm gez- gezdir- köpeği gezdiriyordum gül- güldür- bütün sınıfları fıkralarıyla güldürdü Sayfa 144 23. Etkinlik Virgül:Ben virgülüm.Birbiri ardınca sıralanan eş görevli sözcük ve sözcük gruplarının arasına konarım.Beni görünce "durakla". Ünlem:Ben ünlem işaretiyim.Sevinç,korku,acıma, şaşma gibi duyguları anlatan cümlelerin sonuna konarım.Beni görünce "şaşır,heyecanlan,bağır... ". Soru işareti:Ben soru işaretiyim.Soru bildiren cümle ve sözlerin sonuna konarım.Beni görünce "cevapla". 25. Etkinlik oyala - Akşam arkadaşta biraz oyalandım. sev - Senden haber alınca çok sevindim. gör - Yaşlı adam halinden memnun görünüyordu. ara - Odanın içinde aranıyordu. dola - Köpekler parkta dolanıyordu. 26. Etkinlik süsle - Sınıfımızı süsledik./Etken Bütün sokaklar süslenmiş./Edilgen Oya,aynanın karşısında süsleniyor./Dönüşlü bak - Akşam parkta sana baktım./Etken Bütün odalara bakıldı./Edilgen Onu görebilmek için sağa sola bakındı./Dönüşlü SAYFA 145 =) 28.etkinlik=) etken =) çocuk kapıyı açtı edilgen =) pencere açıldı Dönüşlü =) sabunlandım durulandım vs. İşteş =) savaşmak ağlaşmak gülüşmek güreşmel Geçişli=)dövdü kırdı sevdi Geçişsiz =) dinlendirmişti korkmuştu oldurgan =) Dinlendirdi korkuttu Ettirgen=)yoldurmuş **ÇME VE DEĞERLENDİRME =) 1. boşluk =) emir öğüt telkin 2.boşluk =) açıklayıcı öğretici 2.SORU=) birincisi doğru ikincisi yanlış.. 3.soru =) C 4.SORU=)E 5.SORU=)A 6.SORU=)B 7.SORU=)B 8.SORU=)D 9.SORU=)D sayfa 147 hazırlık 1.bir konu hakkında bilgi edinmek için o konuyla ilgili yazılmış metinlere,ansiklopedilere ve konuyla ilgili diğer kaynaklara başvurulur. 2.''ansiklopedik bilgi''sözüyle ansiklopedi ile ilgili bilgi,ansiklopedilerde verilen bilgiler gibi verilmiş bilgi anlatılmaya çalışılır. 3.öğrenilen bilgiler notlar alınarak ve tekrar edilerek kalıcı hale getirilebilir. 4.öğrenilenlerin başkalarına aktarılırken doğru ve eksiksiz olarak aktarılmasına dikkat edilmelidir. 5.bir metnin anlaşılması ve yorumlanmasında okuyucunun gerekli bilgi birikimine sahip olması gerekir. 149.sayfa: 2 etkinlik açık bir anlatımın özellikleri meridyenler klasizim maddenin üç hali ifadenin hiç bir engele + + + uğramadan akıp gitmesi gereksiz söz tekrarlarından + + + kaçınılması
ses akışını bozan,söylemesi + + + güç seslere ve kelimelere yer verilmemesi gereksiz ifadelere + + + yer verilmemesi karmaşık ve anlaşılması + + + güç cümle kullanılmaması metnin dil ve ifadesinin + + + sade,gösterişsiz ve süssüz olması düşünce ve duygunun kısa + + + ve kesin ifadelerle dile getirilmesi 3.etkinlik metnin adı metnin yazılış amacı meridyenler bilgi verme(öğretme) klasizim bilgi verme(öğretme) maddenin üç hali bilgi verme(öğretme) 4. etkinlik dil göndericilik işlevinde kullanılmış sanırım sayfa 155 hazırlık 1-bilgi sahibi olunan bir konu hakkında açıklama yapılırken açıklaması yapılan konu özetleyici ve yargı bildiren ifadelerle verilmektedir. 2-düşünceyi geliştirme yollarından(örneklendirme,açık lama,karşılaştırma) yararlanırdım. 3-yaşadığımız her an zaman kavramını algılarız..:S 1.Etkinlik >metinlerin ortak özellikleri -dil göndergesel işlevde kullanılır -ifadeler kesin ve açıktır -düşünceyi geliştirme yollarındn yararlanılır -yazarın amacı okuyucuyu bilgilendirmektir -ifadeyi veren cümleler özetleyicidir -sade,gösterişsiz,yalın,duru anlatım vardır -kelimeler gerçek anlamıyla kullanılır -alıcının ve sunucunun bilgi birikiminin olması gerekir -konunun can alıcı,dikkat çekici yönleri ön plandadır. İNCELEME 1.metin 1-metin kompozisyon kavramını açıklamak için yazılmıştır. 2-yazar açıklanan konuyla ilgili yeterli bilgiye sahiptir. 3-çoğunda bir yığın bilgi var fakat bunların konu ile ilgisi yok ve çoğu karmakarışık.Kompozisyon işte bunların zıddıdır.Çeşitli konularda düzensiz bir yığın bilgiye sahip olmak yeterli değildir.Öğrenci herhangi bir konuda lüzumlu ile lüzumsuzu seçebilmeli,fikirlerini bir sıraya koymasını öğrenmelidir...vs. 4-yazar düşüncey geliştirme yollarından yararlanmıştır. 2.metin 1-metinde işlenen çiçek konusu değişik milletlern çiçeğe ve dolayısıyla doğaya duyduğu sevgi yönüyle ele alınmıştır. 2-değişik milletlerin(Japonlar,Çinliler, Türkler) karşılaştırlması ve bu milletlerin çiçeğe ve doğaya verdiği önemi belirten örneklerle işlenmiştir. 2.Etkinlik bu metinlerde dil göndergeselişlevde kullanılmıştır. 3.Etkinlik durum zarfları fiil veya fiilimsileri durum yönünden niteleyerek metindeki cümlelere bu yönüyle anlam kazandırmıştır. 3.metin 1-hikayede yoğunluk kavramının hikayelere göre değişen yönleri üzerinde durulmuştur. 2-yazar,bu metinde açıkladığı konuya hakimdir. 4.Etkinlik >yazar okuyucuya seslenmiştir. ANLAMA ve YORUMLAMA 6.Etkinlik -dil göndergesel işlevde kullanılır,düşünce ve duygu kısa ve kesin ifadelerle dile getirilir, konu örneklerle ve karşılaştırmalarla açıklanmaya çalışılır. **ÇME ve DEĞERLENDİRME 1- D,D,Y 2-E 3-E 4-E hazırlık1.soru:başkalarının fikirlerini alırsak onlarlave düşünürsek doğruyu bularak sorunu çözebiliriz. 2.soru:doğru açık yalın cümleler kurmaya dikkat ediir. 3.sorudoğru bilgileri tartışmalar sonucu bulabilirz bu sözde ışık yerine aslındadaoğruular kastedilmiştir etkinlik1:Örnek 1: “… Politika “ahkâk kesmek” olsaydı, bunu becerebilecek o kadar çok insan bulunurdu ki Türkiye’de. Üniversite kürsüsünün yüksekliğinde ahkâm kesmek, üniforma zırhının gerisinde ahkâm kesmek gazete sütununun açıklığında ahkâm kesmek, büyük memur masasında ahkâm kesmek çok kolay. Hatta oralarda kesilen ahkâmın politikacılardaki düşüncelerden de parlak olduğu söylenebilir. Ama, onlarınki kadar gerçekçi ve yığınlarla bağlantılı olduğu söylenebilir mi? Parçada “ahkâm kesmek” ile ilgili görüşler tartışmacı bir anlatımla ele alınmıştır. Örnek 2: Eskiden Türk hafif müziği, şimdilerde Türk pop müziği denilen şarkılar bir yanıyla müzik, öbür yanıyla şiir olması gereken yapıtlar değil midir? Bu şarkılara söz yazanlar, hak edilmemiş şöhretlere ulaşmanın yanı sıra, Türkçe’den milyonlar, milyarlar vururken biraz daha özen gösteremezler mi? Üstelik bunu söylerken herkesçe alay konusu edilen “Kıl oldum abi”leri, “Bandıra bandıra ye beni”leri kast etmiyorum… Bu parçalarda konuya tek taraflı yaklaşıldığı görülmektedir. Yani ileriye sürülen düşüncelere karşı çıkılabilir. Bu nedenle bir tartışma konusu olabilecek konularda görüş açıklandığından bunlar tartışmacı anlatıma örnek oluştururlar. İnceleme: 1-)metin türk tiyatrosunun bir özentilikten mi ibaret olduğunu anlatmıştır. 2-)soru cümlesiyle başlamış karşıt düşünceler ale alınarak devam edilmiştir. 3-)yazar konuyu daha çok kendi fikirleri ışığında yamıştır ve eleştirici bir bakış açısı kullanmıştır.4-)metne anlatım bütünlüğü sağlamış ve tartışmacı anlatım özelliğine göre cümleler kurulmuştur. 5-)okuyucuyu ikna edebilmek için anlatım tarzı tartışmaya dayalıdır. 2.ETKİNLİK *doksan yıl gibi.... *zarfın belirttiği zamanla farklı değildir 3.metin 1-)bir önceki metin gibi soru cümlesiyle başlamış karşıt düşünceler ele alınmıştır. 2-)göndergesel işlevde kullanılmıştır. 3.etkinlik her iki metinde de geçerlidir(işaretleyiniz) *yalın ifadeler duru sade ve açık kelimeler yer alır akıcı cimleler kullanılmışıtır 4.etkinlik en az bir doksan yıl gibi... 5.etkinlik özneldir yazar kendi düşüncelerini ortaya koymuştur. *nesnel yada öznel olması anlatımı etkilemiştir 6.etkinlik bende onun kadar çalıştım=eşitlik ben çok çalıştım=üstünlük en çok ben çalıştım=en üstünlük onu ölesiye seviyorum=aşırılık ANLAMA YORUMLAMA -eleştirici bakış açısıyla yazmıştır. -ihtimal bildirmeyen kesinlik bildiren kanıtlanmış bilgiler kullanılır -anlatım tarzı tartışmaya dayalıdır -dil göndergesel işlevde kullanılır 8 etkinlik örneğin insan mı doğaya hakimdir doğamı insana hakimdir ve ya çocuk eğitiminde okul mu daha etkili aile mi?bu iki sorudan kendi tezinizi çıkartıp metin hazırlaya bilirsiniz 9.etkinlik yine aynı şekilde kendiniz paragraf yazabilirsiniz kendi fikirlerinizle **Ç.ME DEĞERLENDİRME 1-d 2-c 3-d 4--eleştirici bakış açısıyla yazmıştır. -ihtimal bildirmeyen kesinlik bildiren kanıtlanmış bilgiler kullanılır -anlatım tarzı tartışmaya dayalıdır -dil göndergesel işlevde kullanılır sayfa 165 1.Sorunların çözümünde başkalarının fikirlerini almak herzaman iyidir. Çünkü bizim düşünmediğimiz yada aklımıza gelmeyen birşeyi başkası akıl edebilir yada düşünebilir.. 2.Tartışmada düşünceleri açıklarken, sakin olmak gerekir en başta.Karşı tarafın tepkisi ne olursa olsun mümkün olduğunca alttan almalı ve iyi niyetli olmalıyız. Ve tartışma yaparkende örnek,kaynaklar ve kendimizi iyi ifade etmeliyiz... sayfa 166 1 Yazarların Yeteneklerinin Yitip Yitmemesi 2 Konu Örneklerle Sınırlandırılmıştır(Bütün Yazarlar İçin Konuşmadı ) 3 TANIMLAMA : Metnin İlk Cümleleri ( Yazarlık Yeteneği Yiter mi .. kanısındaydım ... niçin yeteneğini yitirsindi ) 4 Hiç Mi Hiç ,İyiden İyiye , Yitiyo Yitirilebilir
Anlatıma Katkısı : ikna Etmek 5 Örneklere Ve Farklı Kişilerin Düşüncelerine Başvurmuştur 6 Örneklerle ( Nobel Ödülü Örneği ) Metin 2 Cevapları 1 Ilk Paragraf 2 Konuya Bakış Açısı : Türkiye'nin Turistik Bir Bölge Olduğu 4 Göndergesel İşlevi 2.Etkinlik Hitap Edilen Kitlenin KÜLTÜR DÜZEYİ ve ÖZELLİKLERİ önemli 3. Metin Cevapları 1 Yapılan Deney Kanıtlamak İçin Bir Yol olarak kullanılmıştır 2 Gerçek Anlamda Kullanılmıştır 4 Çağrışım Uyandıracak Kelime Grubu Övme : Örn. Söylediği Cevap Karşısında ' ' aferin , Çalışkan Çocuk '' Gibi Sözcükler Sayfa 167 2.metin soruları 1.metinde yer alan ‘’yurdumuz ,tabiat ve tarih zenginliğiyle ,turizm bakımından eşsiz bir hazinedir.bir bölgeden öteki bölgeye değişen görünüş ve iklim ayrılıkları,Türkiye’yi her mevsimde,her turistin faydalanabileceği,ideal bir ülke yapmaktadır.dünyanın hiçbir ülkesi ,Türkiye kadar uzun ve zengin bir tarihin mirasına sahip değildir.en eski uygarlıkların izleri,anıtları bizim topraklarımızdadır.’’cümleleri yle metnin yazılma gerekçesi belirtilmiştir. 2.metinde yazar ülkemizin çok önemli bir turistik değere sahip olduğunu ve bunu iyi değerlendirmemiz gerektiğini vurgulamaktadır. 3.yazar bu görüşünü kanıtlamak için yabancı turizm uzmanlarının görünüşlerine ve ülkemizin tarihi ve doğal güzelliklerinden örneklere başvurmuştur. 4.metinde dil göstergesel işlevinde kullanılmıştır. 2.ETKİNLİK -metinde turizmle uğraşan ,ülkemizde turizm elçiliği yapan kişilere seslenilmektedir. -kanıtlayıcı anlatımda hitap edilen kesimin kültür düzeyi ve beklentileri önemli rol oynar. 3.ETKİNLİK -‘’yazarlık yeteneği yiter mi?’’ başlıklı metinde yazar ele aldığı konuyu inandırıcı kılmak için farklı yazarların düşüncelerine ve örneklere başvurmuştur.’’ ‘’türkiyenin turistik değeri’’ başlıklı metinde ise yazar konu ile ilgili yabancı uzmanların durulan görüşlerine ve örneklere başvurmuştur.kullanılan bu yöntem ve teknikler ,üzerinde durulan konunun aydınlatılması ve kabul ettirilmesi açısından önemlidir 3 .METİN SORULARI 1.metinde yazar ileri sürdüğü görüşü kanıtlamak için yapılan bir araştırmacıyı örnek göstermişti. 2.metinde ''eğitimde övme ve ödüllendirmenin,yerme ve cezalandırmadan daha iyi sonuç verdiği''düşüncesi,yapılan bir araştırma örnek gösterilerek kanıtlanmaya çalışılmıştır. 3.metindeki kelime ve kelime grupları daha çok gerçek anlamda kullanılmıştır. 5.ETKİNLİK Kanıtlayıcı anlatım özellikleri *inandırma ,aydınlatma ,kendi görüşünü kabul ettirme amaç edinilir. *tanımlama ve açıklama önemlidir. *kelimeler ve kelime grupları gerçek anlamında kullanılır. *örneklere ve farklı düşüncelere başvurma önemlidir. *bazı kelimeler,kelime grupları ve cümleler konudan kopmak için tekrar edilir.
6.ETKİNLİK *içeri girmekten korkarak bahçedeki(yer yön zarfı) *dışarıda,çocuklar birdirbir(isim) hiç kimse dışarı çıkmazdı.(yer yön zarfı) *kaşla göz,gerisi söz(isim) *aşağı tükürsem sakal ,yukarı tükürsem bıyık.(yer-yön zarfı) *aşağı katı ,sakin ve daha sıcak olduğu için(sıfat) *toprağına veda ederek geri gidiyorum(yer yön zarfı) *içeri odadan sesler geliyor.(sıfat)
ANLATIM TÜRLERİ Ortak özellikleri Farklı özellikleri Öğretici metinler -dil göndergesel işlevinde kullanılır. -kelimeler gerçek anlamında kulanılır. -amaç bilgi vermektir. -tanımlama,açıklama ve örneklendirmeden yararlanılır -kesin,açık ve anlaşılır ifadelere yer verilir. -sade,gösterişsiz bir dil kullanılır. -öğretici metinlerde okuyucunun gerekli bilgi birikimine sahip olması gerekir. - tartışmacı anlatımda iki farklı bakış açısının olduğu konular işlenir. - Kanıtlayıcı anlatımda kendi görüşünü kabul ettirme amaçlanır. Açıklayıcı metinler Tartışmacı metinler Kanıtlayıcı metinler 10.ETKİNLİK CÜMLELER Güneş pırıl pırıl akıyor gözlerinde.---------durum (pekiştirme) Karataş köyünde akşam ıpıssız bastırdı. .---------durum (pekiştirme) Gece uyumalı,gündüz çalışmalı.------------zaman Büyük lokma ye,büyük konuşma .---------durum Bizi aramakla iyi ettin. .---------durum Aşağı tükürsem sakal,yukarı tükürsem bıyık.--------yer-yön Toprak derin derin ürperdi.----------------durum Bu şiir yağmur yağarken yazdım.------zaman En sıkıntılı günlerimde bana kol kanat gerdi.------------miktar Buraya kadar nasıl gelmiş--------------------soru Beklediğiniz haber akşamüzeri geldi-----zaman DURUM ZARFLARI ZAMAN ZARFLARI MİKTAR ZARFLARI YER-YÖN ZARFLARI SORU ZARFLARI BASİT YAPILI ZARFLAR Pırıl pırıl İyi derin gece en Aşağı yukarı TÜREMİŞ YAPILI ZARFLAR Büyük Ipıssız (ıs+sız) Gündüz yağarken BİRLEŞİK YAPILI ZARFLAR Akşam üzeri Nasıl (ne+asıl)
11.ETKİNLİK Zarfın kattığı anlam zarf Zarfı cümle içinde kullanınız üstünlük daha Bu kalem daha güzel eşitlik kadar Ben de İsmet kadar çalıştım. En üstünlük en Seni en çok ben anladım aşırılık Fazla Fazla sert davranmayın aşırılık biraz Biraz bekleyin aşırılık oldukça Oldukça neşeli bir kızdı.
Metindeki azlık çokluk zarfları ve dereceleri *iyice-------aşırılık *daha----üstünlük *biraz------aşırılık *pancar gibi------eşitlik **ÇME DEĞERLENDİRME 1. D-D-D-Y-Y 2. *azlık-çokluk zarflarıdır. *aydınlatma,bir başkasına kendi görüşünü kabul ettirme amaçlarıyla düzenlenir. 3.*böyle—bazen---------durum zarfı *nasıl-----soru zarfı *her gün----zaman zarfı *pek----miktar zarfı *dışarıya çıkar çıkmaz ------zaman zarfı *gülünç-------durum zarfı 4.C 5.E 6.E 7.B 8.A 9.B 10.D 11.-- İnandırma, aydınlatma, kendi görüşünü kabul ettirme amaç edinilir. --------Okuyucu ve dinleyiciyi ikna etmek, düşündürmek ve üzerinde durulan konudan uzaklaşmamak için bazı kelime, kelime grupları ve cümleler tekrar edilir----------- Kavramları tanımlama ve açıklama önemlidir ------ Konuşmacı ve yazar üzerinde durduğu konuyu aydınlatmak ve düşüncelerini kabul ettirmek için örneklere başvurur. ----------- Kanıtlayıcı anlatımda hitap edilen toplumun kültür düzeyi ve beklentileri önemlidir. 12. Dil daha çok göndergesel işlevde kullanılır 13. Okuyucu ve dinleyiciyi ikna etmek, düşündürmek ve üzerinde durulan konudan uzaklaşmamak için bazı kelime, kelime grupları ve cümleler tekrar edilir.
Sayfa 175 3 Çocukların Hayal Dünyasını Zenginleştiyor .. Hayal Kurma Becerisini Artırıyor .. 4.TeknoLoji Hayalleri Geliştirmiştir .. ( İlk Buluşlar Hayalle Oluşmuştur Tabikide Ama Sonrası Teknolojiye Bağlı Kalmıştır 5. Yüzyıllar önceki hayaL Örn: Telefonda GörüntüLü Konuşmak Olabilir .. Şimdiki Hayalimiz İse Gökyüzünde Gezmek Arabalarla 6. Bilim Kurgu :Bilim kurgu (veya bilimkurgu), yakın ya da uzak gelecek ile ilgili hikayelerin bugün mümkün olmayan bilim ve teknoloji unsurlarını kullanarak oluşturulmasıdır. Bilim kurgu bazen geçmisi de kurgulayabilir. Bilim kurgu bir sanat türü olarak çok daha önceleri var olduğu halde, adına kavuşması için 50'li yıllarda bu şekilde adlandırmasını beklemiştir Sayfa 177 1. İnsana Özgü Eylemler Cansız varlıklara Verilmiştir. Örn :Savaşa Gitmek , EvLenme 2. Düşşel Anlatımın Belirli Bir Sınırı Yoktur 2.Etkinlik Kişileştirilmiş Varlıklar sağlar 3.Etkinlik | Bitmeyecek Öykü İçin 1.Metin | KıvrımLarLa ( İle ), Bir Kemerle ( İle ), Çünkü > Ağrı Dağı İçin 2.Metin< OrdusuyLa ( ile ) |DünyaLar Savaşı 3.Metin | Kadarıyla ( İle ) OnLar <İçin> Süngerler edebilmek < Geçmiş Olsun 4.Metin> AynıyLa ( İle ) Kabuslarıyla ( İle ) Ağaçları ( ile ) Bulutlarla ( ile ) Onlarla ( ile ) 4. Etkinlik Ağrı Dağı İçin ; Olay : Genç Dağın Padişah Olması,Evlenmesi Kişiler : Kaf Dağı ,Yeni Kaf Dağı Mekan : Anadolu'nun Doğunun Doğusu Zaman : Çok Zaman Önce DünyaLar Savaşı İçin : Olay : Marslıların Dünyaya Gelmesi KişiLer : Marslılar,Karıncalar,İnsanlar Mekan : Dünya Zaman : MarsLıların Dünyaya Geldiği Zaman
Sayfa 180 7.Etkinlik DÜŞSEL (FANTASTİK) ANLATIM Düşsel Anlatımın Özellikleri: 1.D.A.da konu; olağanüstü ve fantastik özelliklere sahip, hayal ürünüdür. 2.Zaman belirli ya da belirsizdir; olağanüstü özelliklere sahip olabilir. 3.Mekân, olağanüstü, düşsel öğelerden oluşmuş olabilir. Mekân günlük yaşamda karşılaşamayacağımız niteliktedir. 4.Kişiler çoğu zaman gerçekten uzak kişilerdir. Olağanüstü nitelikte olabilirler. 5.Düşsel anlatımda hayal, varsayım, abartma, kişileştirme gibi unsurlar çok kullanılır. 6.Daha çok di’ li veya miş’li geçmiş zaman kipi kullanılır. Örnekler: Harry Potter, Yüzüklerin Efendisi, Gora, E.T,Yıldız Savaşları Düşsel Anlatımla; Düşsel Olmayan Metinlerin Benzer Ve Farklı Yönleri: Benzerlikleri: Her iki anlatımda da yapıyı meydana getiren ögeler (kişi,zaman,mekan,ve olay örgüsü)aynıdır. Farklılıkları: 1.Düşsel anlatımda D.A.da konu; olağanüstü ve fantastik özelliklere sahip,hayal ürünüdür. Düşsel Olmayan Anlatımda: Konu yaşanmış ya da yaşanabilir olmalıdır. Günlük yaşama ait unsurlar konu olabilir. 2. Düşsel anlatımda Tema hayali unsurlardan oluşur Düşsel Olmayan Anlatımda: Tema konuyla ilgili olarak günlük yaşama ait, yaşanabilir özelliktedir. 3. Düşsel anlatımda:Zaman belirli ya da belirsizdir. Bazen zaman ötesi nitelikler taşır. Düşsel Olmayan Anlatımda: Zaman belirli ya da belirsizdir. İçinde bulunduğumuz zamanın özelliklerine sahiptir. 4. Düşsel anlatımda: Mekân olağanüstü, düşsel ögelerden oluşmuş olabilir. Mekân günlük yaşamda karşılaşamayacağımız niteliktedir. Düşsel Olmayan Anlatımda: Mekân, olağanüstü düşsel ögelerden uzak sıradan, günlük yaşamda karşılaşacağımız mekânlardır 5. Düşsel anlatımda: Kişiler çoğu zaman gerçekten uzak kişilerdir. Olağanüstü nitelikte olabilirler. Düşsel Olmayan Anlatımda: Kişiler gerçekte olabilecek, sıradan, günlük yaşamda karşılaşabileceğimiz kişilerdir. Sayfa 181 11.etkinlik yaratık upuzun tırnaklarıyla boşluğa bir şeyler çizmeye başladı.o anda ortaya bir ekran çıktı ve uzayın yedinci boyutu göründü ve boyutta yolculuk yaparken uzay mekiğinde beliren bir arıza yüzünden kendini dünyada buldu.Arızayı ne kadar gidermeye uğraştıysa da dünyadaki teknolojinin çok geride olması nedeniyle bir türlü sorunu gideremiyordu.Bu arada bir evin çatısına düştüğü için,gürültüyü duyan evin küçük kızı bu yaratığı görmüştü.Yaratık gördüğü bu dünyalıyı analiz etmeye başladı.Küçük kız yaşının getirdiği sevimlilikle yaratığın antenlerini çekiyor,nasıl 5 kola sahip olduğunu soruyordu.Yaratık sadece zihin gücüyle iletişim kurabiliyordu ve bu küçük dünyalıya garip bir duyguyla yaklaşıyordu.Mekikten çıkardığı bir sakız yardımıyla şekil değiştirip insan kılığına büründü ve küçük kızla dünyada yaşamaya başladı ama onun dünyada yaşaması ve oraya alışması zor oluyordu.....
Sayfa 182 **çme ve Değerlendirme 1)D,Y,D 2)ilk cümlede -ile edat ikinci cümlede gibi edat üçüncü cümlede göre edat dördüncü cümlede için edat beşinci cümlede kadar edat 3)D 4)D 5)d 6)karşılaştırma:kardeşine göre biraz daha kısa boylu 7)eve doğru yol aldık 8)birliktelik:arkadaslarıyla kutuphaneye gittiler araç:mektubu daktiloyla yazmış durum:çevresine saygıyla davranırdı 9)eşitlik=onun gibi ,benzerlık:tılkı gibi kurnaz 10)-Sınırlandırma yoktur -Kişileştirmeler vardır -Abartma çok kullanılır Sayfa 185 basit bağlaçlar=ve,ile türemiş bağlaçlar=yalnız birleşik bağlaçlar=veya,ya da Sayfa 187 6. Etkinlik Roman,hikaye,tiyatro,şiir,dene me Sayfa 188 7. Etkinlik Benzerlikler=Hayal gücü vardır Farklılıklar gelecekten söz eden anlatımda mekan bakımından gerçeğe daha yakındır,konu bakımından gerçekleşebilir konulardır,zaman bakımından gelecekten bahsedilir.Düşsel anlatımda mekan bakımından hayalidir,konu bakımından gerçekleşmesi imkansızdır,tema bakımından hayalidir tahminidir. Sayfa 189 9. Etkinlik Varsayımlarla oluşturulur Hayaller anlatılır Yapı unsurları gerçekçidir. 10. Etkinlik Ancak=Bu işi ancak sen becerebilirsin(edat) Seninle gelirim ancak bana yardım edersen(bağlaç) yalnız=Yalnız ben varım(edat) Aradım yalnız bulamadım(bağlaç) Yalnız insan(sıfat) Yalnızlık çok kötüdür(isim) Sayfa 191 **çme ve Değerlendirme 1)Haftada 3 gecede yemekten sonra evden çıkarak bu süküngah-ı aramişi bırakarak Veznecilere kadar gider. Ahmet Cemil önce dinler,sonra dinlemeksizin susardı. Bir vakit gelirdi ve her ikisi de yorulur,çocuk küçücük eli ile ağzını saklayıp yalandan esnemeye başlar. 2)D,D,Y
3)E 4)C 5)C 6)B 7)C 8)A 9)E 10)C 11)D
Sayfa 198 8. Etkinlik-Sohbet,mülakat ve diyalog metinleri söyleşmeye bağlıdır -Karşılıklı konuşma metinleri kişilere göre değişir -Jest ve mimikler önemlidir -Görme ve işitme duyularına dayalıdır -Tekrarlar önemli yer tutar 10. Etkinlik Söyleşmeye bağlı anlatımın kullanıldığı metin türleri = Roman,hikaye,tiyatro,mülakat,r öportaj 13. Etkinlik Acıma:Ah yavrum Özlem:Ah geçmiş yıllar Öfke:Ah bir elime geçerse Hatırlama:Ha şimdi anladım Uyarma:Akıllı ol ha! İsteklendirme:Ha gayret Kızma:Aaaaa!! Hitap:A evladım Sevinme:Aaaa sen mi geldin Sevinme:Vay kimler gelmiş Acıma:Vay halinize Sayfa 200 **çme ve Değerlendirme 1)-Roman,hikaye ve tiyatrolardaki karşılıklı konuşmalara diyalog,iç konuşmalara ise monolog denir. -Karşılıklı konuşmaların seviyesi kişiye göre değişir. 2)D,Y,D,Y,D 3)E 4)B 5)E Sayfa 206 11. etkinlik Özellikleri: 1.Okuyucuda uyandırılmak istenen etkiye göre düzenlenir. 2.Ses, taklit, hareket ve konuşma önemlidir. 3.Mizahi unsurlarda gerçekten sapma vardır. 4.Mizahi unsurları oluşturmada karşılaştırmalar, durumlar, hareketler, kelime ve kelime gruplarından yararlanılabilir. 5.Amaç okuyucuyu düşündürmek ve eğlendirmektir. 6. Roman, hikâye, tiyatro, şiir, deneme gibi türlerde kullanılır. 7.Mizahi anlatımlarda dil bir olayı anlatmak için kullanılır.(sanatsal, edebi işlevlerde kull.) sayfa 207 1.*cümle dışı unsurdur. *büyük harfle *hitaptır *yok 2.y-d-y 3.b4.c5.d 6.alay ,bir kişi veya bir şeyle eğlenme onu küçümsemedir.hiciv ise ;alay yoluyla kötülemedir.kara mizah da ise amaç güldürürken düşündürmektir. 7.*Okuyucuda uyandırılmak istenen etkiye göre düzenlenir. *Ses, taklit, hareket ve konuşma önemlidir. *Mizahi unsurlarda gerçekten sapma vardır. *Mizahi unsurları oluşturmada karşılaştırmalar, durumlar, hareketler, kelime ve kelime gruplarından yararlanılabilir. *Amaç okuyucuyu düşündürmek ve eğlendirmektir. * Roman, hikâye, tiyatro, şiir, deneme gibi türlerde kullanılır. *Mizahi anlatımlarda dil bir olayı anlatmak için kullanılır. 8.humor ve ironide amaç dolaylı yönden,sezdirmeden nükte yapmaktır. 9.nasrettin hoca fıkralarında nasrettin hocanın olaylar karşısında göstermiş olduğu tavır ve söylemiş olduğu sözler mizahı sağlayan ögelerdir.
ünite sonu ölçme ve değerlendirme
1.d 2.b 3.c 4.d 5.b 6.a 7.c 8.d 9.a 10.d 11.d 12.c 13.a 14.b 15.d 16.e 17.b 18.b 19.e 20.a | |
| | | SEMA ADMİN
Mesaj Sayısı : 287 Kayıt tarihi : 05/09/09 Yaş : 32 Nerden : Kocaeli
Kişi sayfası BAŞARI: 200
| Konu: Geri: DİL VE ANLATIM SAYFA 160 - 207 ARASI CEVAPLAR Salı Ekim 13, 2009 6:47 pm | |
| sayfa 194
1.mülakatı yapan kişi ile attila ilhan'ın resmi bir hitap ve dinleyiş tarzları vardır.mülakatta bu resmiyet önemli bir özelliktir.
2.metinde gerçekleşen iletişimde görme ve işitme duyularının etkin olarak kullanılması mülakatı olumlu yönde etkilemiştir.
3.mülakatı gerçekleştiren kişi attila ilhan'a sorularını yöneltirken resmi bir üslup kullanılmıştır.
4.attila ilhan ,sorulara cevap verirken aynı resmiyetin içinde samimi bir üslup kullanmıştır.
5.metnin giriş bölümündeki tanıtımdan anlaşıldığı kadarıyla röportaj bir televizyon veya radyo programında gerçekleştirilmiştir.
6.karşılıklı konuşmalar bağlama ve konuşan kişilere göre değişir.
7.mülakatın uzun yada kısa olması yapılan söyleşinin niteliğine göre değişebilir.
sayfa 195
1.metinde yazar kış aylarını ,günlerinin kısa olması sebebiyle sevmediğini ancak kışın soğuğundan şikayetçi olmadığını dile getirmiştir.
2.yazar düşüncelerini sıralarken okuyucuyla sohbet havası içerisinde,samimi bir üslup kullanmıştır.
3.ETKİNLİK
GELDİĞİ GİBİ: gönderici:yazar ileti:kış ayı ile ilgili düşünceler kanal:yazı alıcı:kuyucu bağlam:metin
ATTİLA İLHAN 'LA MÜLAKAT
gönderici:mülakatı yapan kişi attila ilhan ileti:sorular-cevaplar kanal:öz alıcı:attila ilhan mülakatı yapan kişi bağlam:mülakat
*mülakat metninde iletişim soru-cevap şeklinde gerçekleştirildiği için söyleşmeye bağlı bir anlatımla iletişim gerçekleştirilmiştir.''geldiği gibi''metninde ise yazar iç konuşmaya (monolog)dayalı bir anlatım gerçekleştirmiştir.
sayfa 196
4.ETKİNLİK *metnin anlatımında jest ve mimiklerin kullanılmasının anlatımı daha doğal ,daha etkili bir hale getirdiği vurgulanır.
5.ETKİNLİK
*verilen cümlelerde geçen ''hay hay''ifadesi olur,tamam,peki anlamlarına gelecek şekilde bir düşünceyi ,''hay Allah!''ifadesi ise bir duyguyu dile getirecek şekilde kullanılmıştır.
*metinlerde geçen ''keratalar ,vuuu,üşüdüm,hele şimdi ,değilsiniz ya,ah,hay hay ,ibey,arabacı ,bravo ''gibi sözcükler bir duyguyu ifade ederek ,seslenme anlamı taşıyarak ünlem görevinde kullanılmıştır.
sayfa 197
1.metinde yapılan bazı söz ve anlam tekrarları anlatımı daha etkili hale getirmek ve bazı ifadelere dikkat çekmek amcıyla yapılmıştır.
7.ETKİNLİK
YALNIZ ÇOCUĞUN AZABI :ağaçların bile sıhhatine imrenerek yürürdüm. Bende onların arasındayım ve onların arasında büyüğümde yoktu.. Yalnız bende meçhul bir hastalık vardı. Sekiz yaşımdan beri çekiyordum.
Bende buradaki pek çok çocuk gibi nice muayene odalarının önünde yıllarca bekledim. Artık benim yanımda büyüğümde yok, artık ondört yaşımdayım. Yalnız başıma demir parmaklıklı kapıyı geçip 9.Hariciye Koğuşu’na doğru ağaçların sağlığını kıskanarak yürür, içimi ürperten bu dehlize birazda korkarak girerdim
sayfa:183 hazırlık 1-üniversiteyi bitirmiş iyi gelirli bir işe sahip olmak isterdim(tabi bu benim fikrim) 2-gelecek nesillere temiz,barış içinde,savaşın olmadıgı...bir dünya bırakmak isterdim 3-teknolojik gelişmeler olsun ama zararları da ortadan kalksın 1.ETKİNLİK: *ÜTOPYA:gerçekleşmesi mümkün olmayan hayaller *ortak özellikler:-hayalidir -gerçekleşmesi mümkün degildir sayfa:184 1.metin
2-yazar gerçekleşmesi münkün olmayan olayları kendi bakış açısıyla anlatıyor 3-hayali özelliklere sahiptir 4-metinden hareketle anlatıcının hayal gücünün geniş oldugu ve gelecek hakkında ne düşündügünü ögreniyoruz 2.ETKİNLİK:"VE","OYSA","YANİ" bu kelimeler birer baglaçtır. baglaçlar cümlede kelime veya kelime grupları arasında bag kurar. | |
| | | SEMA ADMİN
Mesaj Sayısı : 287 Kayıt tarihi : 05/09/09 Yaş : 32 Nerden : Kocaeli
Kişi sayfası BAŞARI: 200
| Konu: Geri: DİL VE ANLATIM SAYFA 160 - 207 ARASI CEVAPLAR Salı Ekim 13, 2009 6:47 pm | |
| 184--193 arası
Sayfa 184 1. Ütopya Thomas More, kendisinden sonra gelen bütün “toplum mühendislerini” etkileyecek bir kavram olan ütopya sözcüğünün isim babası olmasaydı, belki de yalnızca İngiliz siyasi tarihinde bir madde olarak kalacak ve onurlu mücadelesi pek bilinmeyecekti. Oysa, 1478 doğumlu Sir Thomas Moore, Kral’a, hayatı pahasına da olsa HAYIR demesini bilen ve inançlarını hiç bir baskı altında değiştirmeyen bir kişiydi. Farklılıkları daha Üniversite eğitimi sırasında belirmeye başlamıştı. Oxford’da Grekçe ile tanışmış ve Grek düşüncesini yeniden araştıran İtalyan Rönesanssına sempati duymuştu. Bu eğilimi ailesi ve otoritelerin tepkisini çekince, dostu Erasmus’un da etkisiyle hukuku seçti. 1504 ise, parlamentoda - VIII.Henry’nin vergi isteğine karşı çıkan- muhalif bir üyeydi. 1514’de şövalye de oldu. Kral, pek hoşlanmamakla birlikte, giderek popülerleşen, bilgisi ve tavırları ile sivrilen More’la ilişkilerini sıcak tutmaya çalıştı. Önce Adalet Bakanlığına getirildi More. Ancak, mahkemeye işi düşenlerden hediye almayı reddederek teamülleri çiğnedi! Ardından Kral’ın boşanma isteğini reddetti. Böylece sarayla arası açıldı ve 1532’de istifa etti bakanlıktan. Davet edildiği evlilik törenine de katılmadı. 1534’de VIII. Henry’nin parlamentodan geçirdiği “Üstünlü Yasası”nı da inançlarına ve hukuka aykırı bulduğu için kabule yanaşmadı ve kralın papadan üstün olduğuna dair yemin etmeyi reddetti. İpler gerilmiş, kılıçlar çekilmişti artık. Suçu idamı gerektirmiyordu, ancak yalancı tanıklıklarla “vatana ihanet ettiği” saptandı..! Tavrından vazgeçerse affa uğrayacağı söylendiği halde, inançlarını çiğnemedi, vicdanının sesine uydu ve başını cellada vermekten imtina etmedi (1535). Gerçek bir aydındı Thomas More... Kavram olarak Ütopya Kuzey ülkelerinde Rönesans, İtalya’dan sonra başladı ve hemen reformla karışmış bir duruma geldi. Bu nedenle dinsel etkilenmişliği vardı, anarşist ve ahlakdışı değildi. Tersine sofuluk ve kamu erdemiyle ilişkiliydi. Bu akımın örnekleri aynı dönemde yaşamış ve arkadaş olan Erasmus ve Sir Thomas More’dur. İkisi de meslekten filozof değillerdi, sistematik her şeye karşı hoşnutsuzluğu temsil ediyorlardı ve Skolastiğe olan tepkiyi belirleyen de bu hoşnutsuzluktu. Konuya balıklama dalmadan önce, sözcüğün sözlüksel bir tanımını vermek istiyorum. Ana Britanica’nın Ütopya maddesi şöyle ; “yaşayanlarına kusursuz bir düzen içinde var olma olanağı sağladığı kabul edilen ideal ülke”. Kelimenin çağrışımı ise, “olanaksız ölçüde idealist” reformcu görüşlere temel olmuştur(tabii buradaki idealizmi felsefi idealizmden ayırmak gerekiyor). Sözcük ilk olarak Sir Thomas More tarafından 1516 yılında telaffuz edildi. Terimi yunanca qu (değil) ve topos(yer) sözcüklerinden türeten More, olmayan yer anl***** gelen sözcüğü, bütünüyle akıl yoluyla yönetilen ortak mülkiyete dayalı bir kent devleti olarak betimledi. Yani, ütopya üretilmiş bir sözcük, ama kavramsallaşması ile birlikte, beklenmedik bir etki yaratmış. Onun üstüne herkesin farklı anlamlar yükleyişi basit bir dilsel olanaksızlıktan değil, toplumsal tasarımlardaki karşıtlıklardan geliyor. Gün****k konuşmalarımızda hayalcilik gibi kullanıyoruz bu sözcüğü, ama felsefi, siyasi ve ideolojik kuruluşları biraz farklı. Oralarda hayal ve gerçek birbirine karışıveriyor. En büyük ve etkili ütopyalar olarak, çok ya da tek tanrılı, cennet ve cehennem tasarımlı dinleri, bu hayal ve gerçek karışımı için örnek olarak göstermek mümkün. Thomas Moore’un bu kavramı kullanışından önceki tarihsel dönemlerde de -adı din ya da felsefe olsa da- ütopyacı anlayışları bulup çıkartmak hiç de zor değil. Bu tarih neredeyse yazının/mağara resimlerinin tarihi kadar gerilere uzanıyor. More’un Ütopyası Thomas More’un “Ütopya”sı, roman sanatının henüz ortaya çıkmadığı o tarihlerde, bir anlatı metni olarak kurgulanmıştır ve Kolomb’un keşiflerinin etkisiyle yazılmış ilk kurgusal metin olması nedeniyle de ilginçtir. Ütopya, Güney yarım küresinde bir adadır. Hikaye, bu adada yaşamış bir gemicinin, ada halkının kurduğu düzeninin mükemmelliğini Avrupa’ya tanıtması biçiminde sürer. Böylece More, hem İngiltere’deki iktidarın mutlak olamayacağını belirtir, hem de olması gerekenleri işaret eder. Siyasi ve ekonomik hayatı yeniden kurgular. “Ütopya”, devletin ilk mimari tasarım olarak da ilgiye değer; Bu ada devletinde, hepsi aynı plana sahip 54 kent var ve sadece başkentin planları değişik. Bütün cadde genişlikleri aynı (10 metre kadar). Herkesin evi aynı stilde. Evlerde bir sokak bir de bahçe kapısı var ve kilit yok. Herkes istediği eve girebilir, damlar da düzdür. Sahiplik duygusu olmasın diye 10 yılda bir ev değiştirilir. Köylerde her biri 40 kişiyi barındıran çiftlikler bulunur ve şimdi More’nun eşitliğinin sınırına geliyoruz, bu 40 kişiden ikisi köle! Her çiftlik yaşlı ve bilge olan bir kadın ve bir erkek tarafından yönetiliyor. Evlerin bile bu denli aynı olduğu adada elbette kılık ve kıyafet de belirlenmiş, herkes daha doğrusu her kategori yaz kış aynı türde giyiniyor. Bir giysi yedi yıl dayanacaktır. Çalışma sonunda giyilen yün harmaniyeler(pelerin) de aynıdır ve doğal yün rengindedir. Tanıtımı More’un cümleleri ile sürdürürsek; “Bizim toplumumuzda kadınlar, rahipler, hizmetçiler, dilenciler çoğunluk yararlı bir iş yapmaz. Zenginlerin varlığı dolayısıyla da gereksiz lüksler için çok emek harcanır. Ütopya cumhuriyetinde bunların önüne geçileceğinden çalışma 6 saat olarak belirlenmiştir. Eğer artık değer ortaya çıkarsa, günlük çalışma saati kısıtlanır. Aile ataerkildir. Evlenen oğul babasıyla oturur. Eve sığmazsa yeni bir eve aktarılınır. Kentler büyürse yeni bir kent kurulur. Hayvanların öldürülmesi, özgür yurttaşlar zalimliği öğrenmesin diye kölelere havale edilir. Yemek kamuya ait salonlarda yenir ve buradaki ayak işlerini de köleler görür. Evlenirken hem erkeğin hem kadının bakir olması esastır. Demirin olmadığı adada bunu sağlamak için dış ticaret yapılır. Savaş zaferleri ile övünülmez, ancak zorunluluk halinde savaşa girilir ve mümkünse paralı askerler tutulur. Altın ve gümüş birikimi savaş için yapılır. Gün****k hayatta ise altın ve gümüş oturak ya da hayvan zinciri olarak kullanılır ki nefret edilsinler. Mutluluğu zevkte bulan bir ahlak ve çilecilikten uzak bir dinsel tutum söz konusu. Kadınlar da rahip olabilir, rahipler onurlandırılır ama toplumda güç sahibi de değillerdir. Tanrıya inanmayanlar yurttaş sayılmaz ve siyasal yaşantıya katılmazlar ama hiçbir bakımdan rahatsız edilmezler.” Görülüyor ki More’un ütopyası şaşırtıcı ölçüde liberal ve o ana dek Hıristiyan dünyasında görülmedik derecede laiktir. Komünizm tasarısı ise pek önemli değil, çünkü ondan ne anlaşıldığı belirsiz ; üstelik bu tarz bir komünizm pek çok dinin söyleminde de fark edilir. Mesela, Müslümanlığın cennet tasarımını bile göz önüne getirirsek, mülkiyet ilişkilerinden söz edilmeyen eşitlikçi bir yaşantı algılarız. Buradaki liberal düşünceler; savaş, dinsel hoşgörü, yumuşak cezalar, hayvanların öldürülmesine karşı duyulan irkilti incelendiğinde ortaya çıkıyor. Sanki kendi geleceğini okumuşçasına, More, “Ütopya”sına, hırsızlığa ölüm cezası verilmesini eleştiren bir kanıtla başlar. Her ütopya, kendi çağının toplumsal koşullarının bir eleştirisi niteliğini barındırır. Dinsel bir inançla, yaşanan kötülüklerden, Hıristiyanlığın başlangıcındaki eşitlikçi görüşlerle arınılacağı öğretisine inanan Thomas More, siyasi iktidarın tek elde toplanmasına ve sınıfsal imtiyazlara karşı çıkan bir metin yazmıştır. Ne var ki, ilk bakışta eşitlikçi görünen bu ütopyanın da altını kazıyınca, bir çok ütopyada olduğu gibi, bireyi yok sayan ve tek tipleştirici bir toplum mühendisliği ile karşılaşırız. Toplumda farklılığa yer yokmuş gibi görünür, ama yönetimle ilgili kişiler bilgililer arasından seçilir. Yani ütopik de olsa, bilginin topluma yayılacağı düşüncesi öne sürülmez. Buradan, soylu kesimin yoksul halkı ne denli küçümsediği çıkarılabilir. Toplumun en hümanist ve aydın insanları bile, toplum tasarılarında sınıf farklılıklarını bir biçimde ortaya koyuyorlar. Ancak, 1518 yılında yazılmış bu metni kendi dönemindeki düşünceler, yasalar ve inançlar eşliğinde değerlendirmek gerekir. Buradaki tek tipleştirmedeki abartı, dönemin soylularının debdebesi ve toplumun büyük yoksulluğuna bir tepkidir mesela. Thomas More’dan sonra da bir çok ütopya yazıldı. Hatta, kimilerine göre Marx’ın komünizmi de bir ütopyaydı. Ütopya yazımının seçkinciliğine karşı anti-ütopyalar da üretildi. Ama, yapısı ne olursa olsun, “toplumsal ütopya, yoksul sınıfların ayrıcalıklı sınıflara ya da düşünen insanın varolan düzene karşı duyduğu hınçla başlar ama onu aşarak yeni toplum mo****ni çizer; yeni toplumun varlığını geçmişte ya da gelecek içinde, boşlukta bir yere yerleştirir, zamansa belirsizdir. Bu yeni toplum varolanın negatifidir. Bu düşünce çağının insanlarını devrimci eyleme çağırmamakla birlikte, mutluluk arayışı içinde, kurulu düzenin yıkılması için çalışır ve ara sıra yolunu şaşırmış olsa da her zaman bir değişiklik gereğini dile getirir”.
a.ömer Türkeş
2. Metinde yazar gerçekleşmesi mümkün olmaya bir düşüncesini, hayalindeki ülkeyi anlatmış ve bu ülkedeki yaşamı kendi bakış açısında değerlendirmiştir. 3. Metinde yazarın düşündüğü ülke ve bu ülkede yaşayan insanların özellikleri anlatılmıştır. Anlatılan ülke ve bu ülkede yaşayan insanların özellikleri tamamen tasarı boyutunda ve gerçekleşmesi mümkün olmayan özelliklerdir. 4. Metinden hareketle yazarın, geleceği çok güzel gürmek isteyen, hayal dünyası geniş bir ütopist olduğu söylenebilir.
2.ETKİNLİK,
• Cümlelerde yer alan “ve, oysa, yani” gibi sözcükler tek başlarına anlamı olmayan ancak cümlede kelime ve kelime gruplarını anlan bakımından birbirine bağlayan “bağlaç” görevinde olan sözcüklerdir. Bağlaçlar bağlandıkları sözcükler arasında çeşitli anlam ilişkileri kurar. 2.Metin: 1. metinde geçen “1.4 C° ile 5.8 C° arasında bir artış alacağını”, “Sosyal – ekonomik sektörleri ekolojik sistemleri ve insan yaşamını doğrudan etkileyecek nemli değişikliklerin olacağı”,”oluştura bilir” ifadeleri ihtimal anlamı vermek ve metinde gelecekle ilgili tahminleri dile getirmek için kullanılmıştır. 2. Metinde anlatılanların çıkış noktası olarak küresel ısınma ve iklim değişikliği verilmiştir.
3.ETKİNLİK
Metinler Bağlaçlar Bağlama Grupları Ütopya ve – de – değil – ama -ya da – yalnız - ne… ne – da… da - da yani, ile Köle çocuklar yada başka memleketlerde köle olanlar, yönetici ve yargıç, savaştan da vuruşmadan da
İklim Değişikliği ve – de – veya Ekonomik büyüme ve nüfus artışı, öngörülemeyen veya tahmin edilemeyen çevresel, sosyal ve ekonomik sonuçlar.
bağlaçlar çıkarıldığında metnin anlatımında bozulma olduğu gibi • Bağlaçlar tek başlarına anlamı olmayan, görevli sözcüklerdir. bağlaçlar sözcükler söz gruplarını ve cümleleri birbirine bağlar. Bağlaçlar başka kelime sınıfların(edat,zarf) geçemez. Bağlaçlar cümlede öge olamaz.
Basit bağlaçlar Ve-de-yani-ama-ile
Türemiş bağlaçlar.:yalnız Birleşik:ya da veya
3.ve 4.metin 1.metinlerde geçen ‘’varmıdır,yoktur,yoksa,öyleys e,değil mi,desem ki’’ifadeleri ihtimal anlamı taşımaktadır.bu ifadeler metindeki cümleleri ihtimal anlamıyla birbirine bağlamakla görevlendirilmiştir.
4.ETKİNLİK ----3 metindeki bağlaçlar çıkarıldığında metnin anlamında bozulma olduğu görülür.çünkü bağlaçlar,cümleleri,kelime ve kelime gruplarını anlam olarak birbirine bağlamakla görevi sözcükler oldukları için bağlaçlar çıkarıldığında metindeki bu anlam birliği de bozulacaktır. ---bazı bağlaçlrın yerine başka bir bağlaç kullanılabili.örneğin ve bağlacının yerine ile bağlacı veya bağlacının yerine ya.. ya bağlacı bile bağlacının yerine dahi bağlacı kullanılabilir.
----ve ,ile bağlaçlarının yerine virgül,ama,fakat,çünkü,de bağlaçlarının yerine de noktalı virgül kulanılabilir.
5.ETKİNLİK ZAMAN BİLDİREN KELİMELER Anda---verip---bir nisan akşamı---günlerden sonra bir gün –sonra-sesimi tekrar duyduğun gün
BİRLEŞİK BAĞLAÇLAR Doğar---toplarlar----yardımlaşır----arıyorum---düşmüşüm---sürdüm---kopardım---karşılayacak---
---zaman bildiren kelimler ve çekimli fiiller metnin anlamını zaman bakımından etkilemiştir.
Sayfa 187 6. Etkinlik Roman,hikaye,tiyatro,şiir,dene me
7.ETKİNLİK Gelecekten söz eden anlatımda ve düşsel anlatımda kişinin kendi hayal dünyasındakiler dile getirilir ve buna göre bir anlatım yolu seçilir. Düşsel anlatımda gerçeklikle ilgisi olmayan tamamen çağrışımlara dayalı olaylar, kişiler, zamanlar anlatılır ve bu yapı unsuruyla konu ve tema oluşturulur. Gelecekten söz eden anlatımda ise gerçeklerden yola çıkılarak tahmine dayalı bir anlatım yolu benimsenir. Yani gelecekten söz eden anlatım gerçeğe daha yakındır
8.ETKİNLİK --ev de evmiş --fıkrayı duyunca güldü de güldü -----çocuk da çocuk değil ki canavar
9.ETKİNLİK Gelecekten söz eden metinler varsayım ile oluşmuştur
Gerçekleşmesi mümkün olmayan tasarı ve düşünceler(ÜTOPYA) anlatılır.
Yapıyı meydana getiren unsurlar arasındaki ilişki değişmez. Belli bir kaynaktan çıkarılarak yapılır.
10. ETKİNLİK Ancak=Bu işi ancak sen becerebilirsin(edat) Seninle gelirim ancak bana yardım edersen(bağlaç) yalnız=Yalnız ben varım(edat) Aradım yalnız bulamadım(bağlaç) Yalnız insan(sıfat) Yalnızlık çok kötüdür(isim)
11.ETKİNLİK Karanfilsiz (adalet Ağaoğlu) İşim mi?.. Eh işte..." Caddede, kalabalık arasında kulağıma çarpan söz, bu. Bu kadarcık İşim mi? Eh işte... Öyle, sapı kırık, taç yaprakları dökük bir ses. Dönüp bakmadım. Kim olduğunu görmedim. Küçük bir işmiş. Önemsiz bir iş! Kasa yapımında çalışan kaportacı arkadaşı, sabah akşam karşısına geçip de, inatlı, sabırlı, ona bunu öğretmeye kalkana dek, önemsiz bir iş yapmakta olduğunu bilmezdi. Kendisi için önemliydi, güzeldi, iyiydi. En iyi bildiği işti. Atlı araba, kamyon kasalarını süslüyordu. Yeşiller, sarılar, maviler, kırmızılar, akarsular, göller, dağlar ve karanfiller onun da için süsler, günlerini güzelleştirirdi. Bu arabaları, kamyonları sürenleri de sevindiriyor olmalıydı. Yoksa, önünde neden sıraya girsinler, neden, gölün içinde bir kuğusu da mutlaka olsun, desinler? Önüne getirilen her kasa tahtasını boyardı. Çiçekler, böcekler, dantela kıvrımlarla çektiği çerçeveye bir karanfil kendinden katardı. Dedesinin işiydi. Sonra, babasının da işiydi. Dalları boyarken, göl kıyılarına sazları atarken, dedesi gecenin bir ortasında, ak donuyla çıkar gelir, denir ki hâlâ sağ, başının ucuna dikilirdi "Gölün şıpırtılarını unuttun. Suların salışını unutma. Boyayı da iyi ov. Renkler sevinsin" derdi. "Baştan savma! Doluyanı suya düşürmeyi unutma!" Gözleri çakmak çakmak ona bakardı. Hoşgörmez bakışlarına karşın, babası gibi, dedesinin de kendisiyle övündüğünü bilirdi. Dağbaşlarına döne döne çıkan yolları, maviliklerde süzülen bir tepkili uçağı ikisi de akıl etmemişti. O yolların dönemeçlerini ne de yumuşak alıyor kamyon!.. Kamyon kasası üstündeki, bu yolları döne döne çıkan kamyon da çok süslüydü. Çiçek demeti gibi... Tepkili uçağın ardındaki ak çizgiyi pamuksu bulutlar böler. Böylece, dereleri hevesle oğar parlatır, suları gümüşsü yansımalarla çıldırtırdı. Derken gözleri bulanır, sırtı ağrırdı. Şimdi, gözbebeklerine oturmuş bulanıklık aynı şey mi, bilinmez. Babası, fırçayı eline verirken "Gönlünce yap. Başka şeye kulak asma" demişti. Artık babası da yok. Kasa yapımında çalışan arkadaşı ise tepesinden hiç eksik olmuyor. Ne ki, "Çiçeğin göbeğini unuttun, mavinin dengesini kaçırdın" demiyor. Daha küçükken, işte bu kasa yapımına girmeden önceleri; sularına, karanfillerine duyduğu hayranlık eksile eksile bitmişti. Nicedir ak kanatlarını şişirmiş bir kuğuya coşkuyla el çırpmıyordu. "Şuraya da bir yelkenli..." demiyordu. Dudağının kıyısında aldırışsız bir gülümseme takılı oluyordu. O, önceleri bu gülümsemenin, süsleme işini küçümseme demeye geldiğini bilmiyordu. Aldırmıyordu. Her bir yanı renklere, ışınlara, biçimlere batmış bulanmıştır. Boyaları kendisini savunur. Gönlünde yepyeni karanfiller uçverir. Taç yapraklarının kıpırdanışını, sapların yumuşacık eğilişini, çağlayanların sesini değiştirir durur. Kaportacının "cık cık cık..." deyişlerini işitmez. Bir akşamüstü, aynı biçimde karşısına dikilmişti. O ise, derenin üstüne küçük bir köprü atıyor, köprüyü ıslıklarla geçiyor. Ağzında bir türkü. Karanfillerse kulaklarının arkasına takılı. Dereyi, dolunayın sulardaki şavkını onlarla taçlandıracak. Hazırdılar. Çerçeveyi çekecek, köşelere birer de yıldız konduracak.
---hikayenin gerçeğe daha yakın olduğu anlaşılır.
12.ETKİNLİK
Yalnız (edat) senin gezdiğin bahçede açmaz çiçek (sadece)
Gökyüzünde yalnız(sıfat) gezen yıldızlar
Ben yalnızım(isim) ben yalnızım ,yalnızım(isim) 13.ETKİNLİK *çok defa muhtarla bile boy ölçüşmeye kalkışırdı. çok defa muhtarla dahi boy ölçüşmeye kalkışırdı. *düze insen de dağda gezsen de hapiste olsan da yitip gitsen de ölsen de sen onların gözüne batmış çelik bir dikensin.
düze insen bile dağda gezsen bile hapiste olsan bile yitip gitsen bile ölsen bile sen onların gözüne batmış çelik bir dikensin.
*ne---ne de---veya *adamla bir de *ancak dün akşam-- ilişti mi sen---ancak yerine fakat ,mi yerine ise 14.ETKİNLİK:
Haftada bir bazen iki mektup ,hepsi de çifte pullarla gelir ağırlıklarından Haftada bir bazen iki mektup,hepsi; çifte pullarla gelir ağırlıklarından
Adanın bu yakasında hiç ev yoktur.yalnız bir tek kır kahvesi vardır. Adanın bu yakasında hiç ev yoktur; bir tek kır kahvesi vardır.
Ya ben ?işten dönerim,sormaz yorgun musun,aç mıyım?ancak varsa ver….
Sayfa 191 **çme ve Değerlendirme 1)Haftada 3 gecede yemekten sonra evden çıkarak bu süküngah-ı aramişi bırakarak Veznecilere kadar gider. Ahmet Cemil önce dinler,sonra dinlemeksizin susardı. Bir vakit gelirdi ve her ikisi de yorulur,çocuk küçücük eli ile ağzını saklayıp yalandan esnemeye başlar. 2)D,D,Y
3)E 4)C 5)C 6)B 7)C 8)A 9)E 10)C 11)D | |
| | | | DİL VE ANLATIM SAYFA 160 - 207 ARASI CEVAPLAR | |
|
Similar topics | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |
|