Yasin Suresi'nin Peygamberimiz'in yanında çok ayrı bir yeri vardır. Yasin'i çok metheder, özelliklerini ve faziletlerini anlatır
Yasin'e "Kur'ân'ın kalbi" diyen Sevgili Peygamberimiz, "Bir kimse ALLAH'ın rızasını ve ahiret günü saadeti niyetiyle Yasin'i okursa geçmiş günahları bağışlanır.
Bir başka hadislerinde de "Her şeyin bir kalbi vardır. Kur'ân'ın kalbi de Yasin'dir. Kim Yasin'i okursa, Kur'ân'ı on kere hatmetmiş gibi Cenâb-ı Hak ona sevap yazar" buyururlar.
Gerçektene de "Yasin Suresi'nin harfleri hesap edilse ve Kur'ân'ın bütün harflerine nispet edilse, on kat olması da nazara alınsa, şöyle bir netice çıkar: Yasin-i Şerif'in her bir harfinin yaklaşık beş yüze yakın sevabı vardır, yani o kadar hasene sayılabilir." (Sözler, 24. Söz)
***
Yasin'i hem geceleri hem de gündüzleri okumak sünnettir.
Gece okumanın iki büyük karşılığı vardır.
"ALLAH rızası için her gece Yasin'i okuyanın bütün günahları bağışlanır" hadisinde birinci sevabı anlatır.
"Her gece Yasin Suresi'ni okumaya devam eden kimse şehit olarak ölür" hadisin de ikinci büyük sevabı bildirir.
Gündüz okumanın mükâfatını da Peygamberimiz "Her kim gündüz vakti Yasin Suresi'ni okursa, ihtiyaçları giderilir" sözleriyle müjdeler.
***
Hz. Ebû Zer, Peygamberimizle arasında geçen bir Yasin sohbetini anlatırken der ki:
Bir gün güneş battığı sırada Resulullah'la (a.s.m.) beraberdim.
"Yâ Ebâ Zer, biliyor musun, güneş batınca nereye gidiyor" dedi
"ALLAH ve Resulü daha iyi bilir" dedim.
Buyurdular ki: "Muhakkak ki, güneş arşın altında secde etmeye gider, secde için izin ister, izin verilir. Fakat secde ettiği halde kendisinden bunun kabul edilmeyeceği zaman yakındır. O zaman da izin ister, ancak verilmez. Kendisine şöyle denir:
"Geldiğin yere dön, battığın yerden doğ. O da battığı yerden doğacaktır."
Ardından Resulullah (a.s.m.) şu ayeti okudu:
"Güneş de onlar için bir delildir ki, kendisine tayin edilen bir yere doğru akıp gider. Bu, kudreti her şeye galip olan ve ilmi her şeyi kuşatan ALLAH'ın takdiridir." (Yasin Suresi, 38.)
Ve ilave etti:
"Bu durma hadisesi ne zamandır, bilir misiniz? Bu zaman, kişiye imanının fayda vermeyeceği, artık inançsız hale geldiği zamandır."
***
Yasin manevi bir cankurtaran simididir. Peygamberimiz, bu konuda "Yasin'i ölmekte olanlarınızın yanında okuyunuz" ve "Yasin'i ölülerininiz üzerine okuyunuz" buyurarak Yasin'in feyzinden sekerâtta olanların ve ölmüşlerin de nasiplenmesini ister.
Okunan Yasin'leri bütün mü'min ruhlara bağışlamak lazım. Çünkü her bir Yasin her ruha bölünmeden ulaşır.
"Nasıl ki bir lâmba yansa, karşısındaki binlerce aynanın her birine tam bir lâmba girer. Aynen öyle de bir Yasin-i Şerif okunsa, milyonlarca ruha hediye edilse, her birine tam bir Yasin-i Şerif düşer." (Şuâlar "Birinci Şuâ")
***
Yasin Suresi bir rahmet hazinesi olduğu gibi, maddi bir rahmet olan yağmurun yağmasına da vesiledir.
Bediüzzaman Barla'da bulunduğu yıllarda Kur'ân hizmetine engel olurlar ve yağmurlar kesilir. "Yasin Suresi'ni şefaatçi yapıp Kur'an'ın feyzini ve bereketini isteyeceğiz" diyerek talebesi Muhacir Hafız Ahmed'e "Sen kırk bir Yasin-i Şerif oku" der.
Hafız Ahmed Yasin'leri bir kamışa okur ve suya bırakır. İkindi vakti gelir, semada hiçbir bulut yokken Hafız Ahmed, "Yasinler tılsımı açtı, yağmur gelecek" der. Ardından çok bereketli bir yağmur gelir. (Sikke-i Tasdîk-i Gaybî)